Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/29532 E. 2015/36704 K. 15.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/29532
KARAR NO : 2015/36704
KARAR TARİHİ : 15.12.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı kooperatif, davalıların davacı kooperatifte çalıştıklarını, kooperatifte yapılan denetimlerde stok kaydı ve fiili stok kaydı arasında tutarsızlık saptandığını, müfettiş raporunda, davalıların birlikte hareket etmek suretiyle 715.797,86 TL karşılığı binlerce torba yem bedelini zimmetlerine geçirdiklerinin tespit edildiğini ve haklarında suç duyurusunda bulunduklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 482.913,78 TL’nin tahsiline karar verilmesini belirsiz alacak davası olarak istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı kooperatif, davalı çalışanlarına karşı, kooperatifi uğratmış oldukları zararın tazmini amacı ile belirsiz alacak davası açmıştır. Mahkemece, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının belirli, tartışmasız ve açık olduğundan belirsiz alacak davası açılamayacağı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Oysa ki HMK’nın 107/1.maddesinde “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktarı yada değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir” düzenlemesi mevcuttur. Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacı kooperatifte yapılan denetim sonucu düzenlenen müfettiş raporunda zimmete geçirilen bedelin 715.797,86 TL olarak tespit edildiği fakat olayın niteliği itibariyle zimmet fiilinin belirli bir süreklilik arz edip belirli bir süreyi kapsadığı hususları dikkate alındığında dava tarihi itibari ile davacı kooperatif zararının miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün değildir ve yargılamayı gerektirmektedir. Bu alacak için davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının mevcut olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece, davacının talep ettiği alacağın yargılama safahatinde belirlenecek nitelikte olması nedeniyle işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeyle davanın reddi yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 15.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.