Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/28832 E. 2015/27795 K. 30.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/28832
KARAR NO : 2015/27795
KARAR TARİHİ : 30.09.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacılar, murisleri…..in 25/11/2013 tarihinde davalı …….Şubesinden 25.000,00 TL’lik tüketici kredisi kullandığını, diğer davalı … Tarafından murisin, 3.287,41 TL sigorta prim tutarını peşin ödemek kaydı ile 25/11/2013 tarihinde 26.250,00 TL sigorta bedelli hayat sigortası ile sigortalandığını, murisin 03/01/2014 tarihinde vefat ettiğini, ….İcra Müdürlüğünün 2014/73 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, yapılan icra takibinin haksız olduğunu, sözleşme şartları dikkate alındığında murisin kredi borcunun…..Emeklilik tarafından ……Şubesine ödenmesi gerektiğini ileri sürerek murisin borcundan dolayı borçlu olmadıklarının tespiti istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi;mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda davacılar, davalı bankadan kredi kullanan murislerinin ölümünden sonra kalan kredi borcunun davalı …..Emeklilik tarafından ödenmesi gerekirken ödenmediğinden bahisle davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespiti istemiyle eldeki davayı açmışlardır. Davacıların murisi ile davalı banka arasındaki temel ilişki bireysel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı gibi, davanın açıldığı 23.10.2014 tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesi ile, sigorta sözleşmeleri de tüketici işlemi olarak kabul edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, uyuşmazlığın esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 360.9.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.