Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/28772 E. 2015/28314 K. 05.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/28772
KARAR NO : 2015/28314
KARAR TARİHİ : 05.10.2015

MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2013
NUMARASI : 2012/110-2013/367

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı,dava konusu .. nolu parselde bulunan 30 ve 30/1 nolu binalarda bulunan 3 bağımsız bölüme karşılık gelen 64/217 hissenin sahibi olduğunu,geri kalan kısmın tapu itibariyle davalıya ait olduğunu,davalı ile yapılan sözleşme ile taşınmazın müşterek alanlarındaki yapılması gereken işlerin davalı tarafından tamamlanacağının kararlaştırıldığını,ihtara rağmen edimini yerine getirmediğini,bunun üzerine mahkemece eksik işlerin tespitinin yapıldığını,bu tespitlere göre eksik işleri 74.340 TL harcama yaparak tamamladığını,bu yapılan işlerden davalının sorumlu olması nedeniyle 74.340 TL’nin fatura tarihinden itibaren faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı,davacının hissesinin iddiasının aksine 28/217 olduğunu,davalı olarak kendisine yasal danışman atandığını,yasal danışman atanmasına ilişkin durumunun uzun yallırdır mevcut olduğunu,davacı tarafından etki altında bırakılarak sözleşmenin imzalatıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile,53.380,25 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş,hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm,davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı,davalı ile yapılan 30.04.2007 tarihli sözleşmeye göre, davalı ile birlikte hisse sahibi olduğu binanın ortak alanlarında yapılacak iyileştirme harcamalarından davalının sorumlu olduğunu,ancak davalının sorumluluğu kapsamında yapılması gereken işleri kendisinin yaptığını ileri sürerek yapılan işlere ait masrafın davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur.Taraflar arasında yapılan 30.04.2007 tarihli sözleşmede,binanın dış cephesinde ve çatısında yapılacak harcamalardan tarafların hisseleri oranında sorumlu olacağı,diğer müşterek alanlarda yapılacak harcamalardan ise davalının sorumlu olacağı düzenlenmiştir.Mahkemece davacının iddiaları kapsamında yapıldığı ileri sürülen işlerin niteliği ve yapılan iş bedelleri bilirkişi marifetiyle tespit edilerek hazırlanan bilirkişi raporunda, sözleşme kapsamında davalının sorumlu olduğu ve tarafların hisseleri oranında sorumlu olacakları iş bedelleri ayrı ayrı tespit edilmiştir.Mahkemece sözleşmeye göre binanın dış cephesi ile çatısında yapılan iş bedellerinden davacının 28/217 hisse oranında,davalının ise 36/217 hisse oranında hak sahibi olduğu kabul edilerek bu oranlara göre yapılan bilirkişi hesaplamasına itibar edilmek suretiyle hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.Davalının hisse oranına ilişkin olarak her ne kadar bilirkişi raporunda 36/217 hisse sahibi olduğu belirtilmiş ve bu oran üzerinden hesaplama yapılmış ise de,26.09.2011 tarihli Kağıthane belediyesi tarafından düzenlenen tapu takbis bilgilerinde 01.09.2011 güncelleme tarihi itibariyle; davacının 28/217 hisse,davalının 153/217 hisse,Kağıthane belediyesinin ise “2981 sayılı yasaya göre hak sahibi lehine tahsisi işlemi(kalan)” açıklaması ile 36/217 hisse sahibi olduğunun bildirildiği,tapu sicil müdürlüğü tarafından gönderilen tapu kayıtlarına göre; davacının 28/217 hisse sahibi olduğu,davalının 21.05.2008 tarihli işlemle 36/217 hissenin sahibi olduğu,153/217 oranındaki hisseye ise davalının oğlunun O.. T..’un 25.01.2012 tarihli satış işlemi ile hisse maliki haline geldiği anlaşılmaktadır.Dosya içerisinde dava konusu yere ilişkin tüm tedavülleri içerir tapu kaydının bulunmadığı görülmüştür.Bu durumda mahkemece dava konusu yere ilişkin tapu tedavül kayıtlarının ilgili tapu sicil müdürlüğünden celbi sağlanarak davalının sözleşme ve işin yapıldığı tarih itibariyle hak sahibi olduğu hisse oranı belirlenerek, bu oran üzerinden sözleşmeye göre binanın dış cephesi ve çatı masrafları yönünden tarafların sorumlu olacağı gözetilerek hüküm tesis edilmesi gerekirken,bu hususa ilişkin yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm,davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1,632,45 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davacıya idesine, 05.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.