Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/2877 E. 2015/32140 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2877
KARAR NO : 2015/32140
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : Adana 3. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2014
NUMARASI : 2013/219-2014/1328

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından yaptırılan Adana Yüreğir /K… Toki Konutları’ndan daire satın aldığını, dairenin teslimatının yapılmasına rağmen teslimin birçok eksik ile yapıldığını ve taşındıktan sonra birçok ayıplı iş belirlediğini, bunun yanında apartmanın ortak kullanım alanlarında da eksik imalat bulunduğunu ileri sürerek, daire içerisinde ve ortak kullanım alanlarında belirlenecek eksik ve ayıplı işlerin belirlenerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.430,00 TL ninyasal faiziyle tahsilini talep etmiş, ıslah ile de istemini 7.121,19 TL’ye artırarak bu miktarın faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dairede ayıp ve eksik bulunmadığını sorumluluğun yüklenici firmaya ait olduğunu, ayıp ihbar mükellefiyetinin yerine getirilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 7.121,19 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen meblağın 1.430,00,00 TL sine dava tarihinden itibaren, bakiye kalan kısmına ıslah beyanının karşı tarafa tebliği tarihi olan 19.09.2014 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan Türk Borçlar Kanunu’nun bu konudaki 223.maddesi uygulanacaktır. Türk Borçlar Kanununun 223.maddesinde ” Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp mevcut olup da, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa bu durumu da hemen satıcıya ihbar etmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır.”şeklinde düzenlenmeye yer verilmiştir. TBK’nun 223. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz. Hemen belirtmek gerekir ki eksik iş, yapılması gerektiği halde yapılmayan işleri, ayıplı iş ise eserde olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki farkları ifade eder.İşin yapılmayan kısmının teslim ve muayenesi söz konusu olamayacağından iş sahibinin eksik işler yönünden ihbarda bulunmasına ya da ihtirazı kayıt koymasına gerek yoktur İş sahibinin muayene ve ihbar yükümlülüğü sadece ayıplı işler içindir.4077 sayılı Yasanın 30. maddesine göre, sözleşmeden kaynaklanan edimin ifasındaki eksiklik nedeniyle davacının 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğuna gidebileceği kabul edilmelidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakılacak olursa; davacının konutunun 21.07.2008 tarihinde teslim edildiği, davalı idare tarafından geçici kabulün ise 26.06.2008 tarihinde yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Dava konusu Yüreğir Kargakekeç Konut’larında mahkemece keşif yapılmış ve konusunda uzman bilirkişiler tarafından 26.05.2014 tarihli rapor tanzim edilmiştir. Bilirkişiler, gizli ayıpların ortaya çıkması gereken tarih olarak konutun tesliminden sonra en az bir kışın geçmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Davacının konutu teslim aldığı tarihten itibaren dava tarihine kadar dört kış mevsiminin geçtiği görülmektedir. Kaldı ki, konutların bulunduğu Adana ilinde kış mevsiminin diğer il ve yörelere göre daha ılıman geçtiği de bilinmektedir. Dolayısıyla mahkemenin, bilirkişilerin tespitine yönelik olarak “işin mahiyeti gereği bilimsel bir kesinlik içermemektedir” gerekçesinde hukuka uyarlılık bulunmamaktadır. Diğer bir söyleyişle, daire ve ortak alanlardaki gizli ayıpların süresinde ihbar yapılmadığının kabulü ile reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-Davacının dairesi ile ortak alanlardaki eksik imalatlar yönünden ise: Mahkeme gerekçesinde açıkça “davalı idare tarafından eksik imalatların tamamlanması hususunda yüklenici firmalara süre verildiği ve buna istinaden de eksikliklerin bulunduğunun belirlendiği ve çalışmaların devam ettiğinin komisyonca beyan edildiğinden” bahsedilmiş ancak eksik imalatların dava ve keşif tarihi itibariyle ne kadarının tamamlanıp tamamlanmadığı belirlenmemiş, buna rağmen bilirkişi raporu doğrultusunda tamamı yönünde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, az yukarıda belirtildiği şekilde, idarece kurulan komisyon ile yüklenici müteahhit firmalara eksik imalatların ne kadarının tamamlatılıp tamamlattırılmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıdaki 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3.bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 05.11.2015 günü karar verildi. 05/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.