Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/28495 E. 2015/27777 K. 28.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/28495
KARAR NO : 2015/27777
KARAR TARİHİ : 28.09.2015

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı müteahhit ile arasında 11/06/2011 tarihinde Gayrimenkul Satış ve İnşaat Sözleşmesi adı altında 4 adet sözleşme yapıldığını, sözleşme uyarınca davalıdan dört adet taşınmazı satın aldığını, sözleşmeye göre davaya konu dairelerin teslim tarihinin, yasal ve zorunlu nedenler dışında ve anahtar teslim olarak en geç 31/12/2013 olduğunu, davalının taahhütlerini yerine getirmediğini, telafisi imkansız zararlara maruz kalmaması için dairelerin tesliminde ödenmesi gereken 4 adet senedin ödemesinin durdurulmasına, inşaatın fiili durumun tespiti ile nihai olarak makul bir süreye kadar tamamlanıp tamamlanamayacağının ve/veya sözleşmenin uygulanmasının yasal olarak ve/veya fililen imkansız olup olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi;mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda davacı, davalıdan dört adet daire satın aldığını, dairelerin sözleşme uyarınca teslimi gereken tarihte teslim edilmediğini ileri sürerek davalıya verdiği senetlerin ödenmesinin durdurulması ve söz konusu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmış, mahkemece davacının dört adet daire satın alması nedeniyle tüketici kabul edilemeyeceği gerekçesiyle dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeksizin ve duruşma açılmaksızın görevsizlik kararı verilmiş ise de; mahkemece sadece satın alınan dairenin sayısı dikkate alınarak davacının tüketici kabul edilmemesi yerinde değildir. Konut alım-satımına dair uyuşmazlıkların 6502 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilebilmesi için tüketicinin malı satın alma amacı çok büyük önem taşımaktadır. Yasa, nihai tüketici tarafından kullanım amacı ile alınan konut ve tatil amaçlı taşınmazlar yönünden geçerlidir. Bir mal veya hizmetin, kişisel ihtiyaçları dışında, belirli bir meslek icrası, belirli bir üretimde kullanma, yeniden satış, kiraya verme, ticari olarak kullanma vs. gibi mesleki veya ticari amaçlarla satın alanların tüketici kabul edilmeyecekleri kuşkusuzdur. Davacı temyiz dilekçesinde, dairelerden birini kendisi, ikisini annesi, diğerini de kardeşi için satın aldığını, ticari amacının olmadığını ileri sürmüştür. Hal böyle olunca, dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek duruşma açılması ve bundan sonra satın alınan dairelerin satın alma amacının araştırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.9.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.