Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/27702 E. 2015/28588 K. 06.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/27702
KARAR NO : 2015/28588
KARAR TARİHİ : 06.10.2015

MAHKEMESİ : Bursa 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2014
NUMARASI : 2013/202-2014/282

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, 2011 yılında bir kısım ziynet eşyalarını davalıya ödünç olarak verdiğini, davalının ziynet eşyalarını iade etmediği gibi, bedelini de ödemediğini, alacağının tahsili için başlatmış olduğu icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 8.485,00 TL alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ve icra inkar tazminatına ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir
2-İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece yanlış değerlendirme sonucu bu istemin reddedilmiş olması bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.’nun 438/7. maddesi gereğidir.
SONUÇ: 1. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın ‘Hüküm’ başlıklı bölümünün, (2) no’lu bendinde bulunan, (Bilirkişi raporu alınarak sonuca ulaşıldığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine) sözlerinin tümüyle karardan çıkarılarak yerine, (…itirazın iptaline karar verilen 8.485,00 TL’nin % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine) sözlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, 06/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.