Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/2750 E. 2015/31498 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2750
KARAR NO : 2015/31498
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2013
NUMARASI : 2012/151-2013/221

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, oğlunun borcu nedeniyle dava dışı avukat Selahattin’ e 10.000,00 TL lik bir teminat senedi verdiğini, sonra bu dosya borcunun kapandığını, ancak, senedin kendisine iade edilmediğini, davalı Ekrem’ in dava dışı avukatın yanında katip olarak çalıştığını ve bir şekilde senedi ele geçirerek aralarında alacak borç ilişkisi olmadığı halde doldurup hakkında icra takibi başlattığını, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile davacının Nazilli 2. İcra Müdürlüğünün 2011/1163 esas sayılı takip dosyasında takibe konu edilen lehtarı E.. D.. olan 11/11/2010 tanzim , 30/11/2010 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli bono’dan borçlu olmadığının tespitine, takibe konu asıl alacak olan 10.000,00 TL’nin % 20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1—Davacı, dava dışı avukata verdiği senedin ödendiği halde iade edilmeyip davalı tarafından avukat ile el ve işbirliği içinde yeniden doldurulup, davalı ile bir alacak borç ilişkisi olmadığı halde hakkında icra takibi yapıldığını, davalıya bu senet ve takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı ise davacının oğlunun kendi oğluna ait evde tadilat işi üstlendiğini ve davacının oğluna bu nedenle malzeme parası verdiklerini karşılığındada takip konusu senedi teminat olarak aldıklarını, ancak davacının oğlunun üstlendiği işi yapmadığını bu nedenle icra takibi başlattıklarını, davacının dava dışı avukat ile ilgili iddialarının doğru olmadığını savunmuştur. Davacının şikayeti üzerine görülen ceza dosyasında davalı ile avukat Selahattin Yılmaz hakkında işbirliği içinde açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçlarından yargılamanın devam ettiği, dosyanın yargıtayda olup henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Borçlar Kanununun 53.maddesi (6098 sayılı BK.nun 74. maddesi) uyarınca hukuk mahkemesi ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değilse de, ceza mahkemesince verilecek mahkumiyet kararı ve ceza mahkemesinde kabul edilen maddi vakıalar hukuk mahkemesini bağlar. Bu nedenle açılmış bir ceza davası var ise ceza davasının sonucunun beklenmesi gerekir. Eldeki davanın davalısı ve dava dışı avukat hakkında Nazilli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/38 esas numarasında kayıtlı ceza davası bulunduğu görülmekte olup, BK.nun 53. (6098 sayılı BK.nun 74) maddesi uyarınca bu ceza davası sonucunun HMK.nın 165. maddesi de gözetilerek bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi zorunludur. Mahkemece, Nazilli 2.Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan ceza davası sonucu beklenerek hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, ceza davası sonucu beklenmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 341,50 TL harcın istek halinde iadesine, 02/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.