Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/27088 E. 2017/9274 K. 09.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/27088
KARAR NO : 2017/9274
KARAR TARİHİ : 09.10.2017

MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R

Davacı, davalının eski müvekkili olduğunu, 25/02/2011 tarihinde taraflarına vekalet vererek ….Bankası ……. Şubesi’ne ait 15/12/2010 tarihli 108.500,00 TL bedelli çekin tahsili bakımından icra takibi yapılmasını talep ettiği,bundan başka bir talebi ve dosyası olmadığını, sonrasında…. Noterliği’nin 13124 numaralı 02/11/2011 tarihli azilnamesi ile hiç bir sebep göstermeden tarafını azlettiğini, oysa söz konusu çekin vaktinde 09/03/2011 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün 2011/4584 sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, icra takipleri dosyası kesinleştiğinde …. İcra Müdürlüğü’nün 2011/1012 sayılı dosyasına talimat yazıldığı ve ve 29.03.2011 tarihinde hacze gidildiğini, gerekli bütün işlemlerin yapıldığı talimat aracılığıyla farklı noktalara hacze gidildiğini ancak borçlunun taşınması veya tanınmaması sebebiyle işlem yapılamadığını bir seferde de borçlunun şirketine hacze gidildiğini fakat hacze kabil mal bulunamadığını, ancak bu işlemlerin yapılmasından önce davalının o dönem müvekkilleri olduğu ve paraya ihtiyacı olduğu için…. İcra Müdürlüğü’nün dosyasında tahsilat yapılmış gibi borçlunun yanında çalışan elemanına 10.000,00 TL ödeme yapıldığını sonrasında icra dosyasında hiç tahsilat yapılamadığını ve bu paranın da davalı tarafından ödenmediğini, bu paranın tahsili için …. İcra Müdürlüğü’nün 2012/13897 Esas sayılı takip dosyası ile takip yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenle davalının takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın % 40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafca temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının alacaklı olduğu icra takip dosyasında tahsilat yapıldığında mahsup edilmek üzere, tahsilat yapılmış gibi 10.000,00 TL’nin davalı adına davalının çalışanına borç olarak verildiği, ancak sonrasında icra dosyasında tahsilat yapılmadığı gibi davalının da borcunu ödemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyan ederek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, tanık beyanları esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davalının tanık dinletilmesine açık muvafakati olmadığından ve yine taraflar arasında HMK’nun 203/1 maddesinde sayılan akrabalık ilişkisi de bulunmadığından, HMK’nun 200. maddesi gereğince miktar itibari ile de olayda tanık dinlenemez, dinlenen tanık beyanları hükme esas alınamaz. O halde Mahkemece, eldeki ödünç verme sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasında ispat yükünün davacıda olduğu, iddiasını yazılı delil ile ispatlaması gerektiği ve yemin deliline de dayandığı gözetilerek yapılacak değerlendirme neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşünce ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.