Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/26593 E. 2015/30321 K. 19.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/26593
KARAR NO : 2015/30321
KARAR TARİHİ : 19.10.2015

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı… plakalı motosikletinin 07/07/2008 tarihinde çalınmış olduğunu, 09/07/2008 tarihinde.. Merkezine bu konuda ilgili şikayetçi olunduğunu, aracın bulunamadığını, davalı tarafından başlatılan icra takibi üzerine çalınan aracın davalının otoparkına konulduğunu, öğrendiğini, bu durumun hiç bir şekilde kendisine haber verilmediğini, bu sebeple aracın nerede, ne zaman trafikten men edildiğini bilmediğini, yediemin park ücreti borcu ile bir ilgisi olmadığını bu nedenle davanın kabulü ile takibin teminatlı ya da teminatsız durdurularak açılan takibin iptaline, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacıya ait…… plakalı motosikletin trafik ekiplerince 08.07.2008’de yakalamalı hacizden dolayı trafikten men edilerek işlettiği otoparka çekildiğini ve bağlandığını, trafik yönetmeliğine göre anlaşmalı otopark işlettiğini, aracın trafik sicil malikinin davacı olduğunu, araç malikini tespit etmek gibi bir görevinin olmadığını, davacının uzunca bir süre geçmesine rağmen hacizli motosikletini takip etmediği ve yediemin ücretini de ödemediğini savunarak otopark ücretini ödemekle yükümlü olduğunu ve bu sebeple icra takibine başvurduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.  
Dava, muhafaza edilmek üzere davalıya ait yediemin otoparkına çekilen ve yediemin olarak teslim edilen motosikletin muhafaza ücretinin tahsili istemine ilişkindir.
Dosya içeriği itibariyle taraflar arasında davaya konu motosikletin trafik ekiplerince trafikten men edildiği ve dosyada mevcut tutanaklara göre trafik ekiplerince toplanan araçlara özgü olarak işletilen davalıya ait otoparka teslim edildiği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak, davacı motosikletin çalındığını ve otoparka çekildiğinden haberi olmadığını ileri sürmekte, davalı ise parka çekilen motosikletin sahibi olan davacıya bildirim yükümlülüğü bulunmadığını savunmaktadır. Buna göre sorun davalının iştigal ettiği ticari faaliyeti kapsamında yedieminlik hizmeti nedeniyle ücret talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece, çalıntı motosiklete ilişkin … Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/43887 soruşturma nolu dosyası üzerinden “araç üzerinde yakalamalı haciz işlemi olduğundan otoparka çektirildiği” gerekçesiyle verilen kovuşturmaya yer olmadığına kararının ise davacı şikâyetçinin beyan ettiği adresten ayrılmış olduğundan dolayı tebligat yapılamadığı ve davacının otoparka çekilme işleminden haberdar olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, bu işlemden davalı tarafından …. İcra Müdürlüğünün 2014/816 nolu dosyasında 20.1.2014 tarihinde başlatılan icra takibi üzerine haberdar olmuştur.
Hernekadar davalı yediemin sıfatıyla motosikleti otoparkta muhafaza ettiğini ileri sürmüş ve mahkemece davacının hacizli motosikletin peşine düşmemesi ve araç maliki olması sebebiyle otoparkta kaldığı süreye ilişkin Tarife uyarınca tahakkuk eden fatura tutarını davacının ödemek durumunda olmasından bahisle hüküm kurulmuş ise de davacı bu durumdan haberdar olmamıştır. Buna göre, motosikletin trafik görevlilerince davalıya ait otoparka bırakılması davacıyla davalı arasında bir sözleşme bağı kurmaz. Taraflar arasında bir sözleşme bağı kurulmadığı sürece davalı otopark tarife ücreti talep edemez.
Somut olayda, tarafların iddia ve savunmaları birlikte gözetildiğinde, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin TBK 526 ve sonraki maddelerinde düzenlenen vekâletsiz iş görme hükümlerine göre çözülmesi gerekir. Davalının talep hakkı ancak vekâletsiz iş görme hükümlerine dayandırılabilir. Yapılan iş, iş yapanın menfaatine yapılmış olması itibarıyla davalı TBK 530. Maddesi uyarınca talepte bulunabilir.(Yargıtay 3. HD 17.01.2011-2010/19449 Esas- 2011/72 Karar)
Öte yandan, Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek-14. Maddesinde, trafikten men edilerek alıkonulan araçların sahipleri tarafından 6 ay içinde teslim alınmayan ve aranmayan araçların hazinece satılarak bedellerinin emanet hesabına alınarak, bu işlemler sırasında yapılan masrafların satış bedelinden mahsup edileceği düzenlenmiş olup, bu yasanın uygulanmasına yönelik çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Araçları kaldıran ve çekenler ile araç sahiplerinin sorumluluğu” başlıklı 121/b-2. bendine göre araç sahiplerinin, araçlarının kaldırılıp götürülmesi sebebiyle yapılmış olan bütün masrafları ödemek zorunda olduğu yönünde paralel bir hükme yer verilmiş ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek-14. Maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve işlemler hakkında doğabilecek tereddütleri gidermek amacıyla çıkarılan 03.08.2005 tarih ve 296 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğinin 2. maddesinde satışı yapılan araçların otopark ve çekici ücretlerinin satış bedelinden düşüleceği ve otopark ücreti olarak ödenecek bedel tutarının araç satış bedelinin % 25’ini geçemeyeceği belirtilmiştir.
Dava konusu motosikletin otopark ücretinin ödenmesinde akdi ilişki bulunmasa da davanın tarafı olan davacı vekâletsiz iş görme hükümlerine göre dava konusu yedieminlik ücretinden sorumlu olmakla birlikte, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında asıl sorumluluğun araç sahiplerine ait olması ve yedieminlik işi ile iştigal eden davalının hizmet bedelini en son çare olarak hizmete konu araçların satışı sonrasında satış suretiyle elde edilecek paradan tahsil edebilmesi gerekir.
Ne var ki; uyuşmazlığa konu olayda araçların satışı için tanınan yasal 6 aylık süre geçmesine rağmen yediemine tevdi edilen araçların satışının davacı tarafından yapılmadığı da dosya kapsamıyla sabittir.
Bu durumda yedieminlik işini meslek edinen davalının mevcut mevzuat kapsamında kendisine teslim edilen araçların satışının yapılarak otopark hizmet ücretinin ödenmesi için gerekli girişimlerde bulunması ve çaba sarfetmesi gerekir. Motosikletin yasada belirtilen 6 aylık süreyi aşacak şekilde uzun süre teslim alınmaması (somut olayda yaklaşık 6 yıl) sonucu otopark ücretinin motosikletin değerini aşacak boyutlara kadar ulaşmasında davalının da müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir.
Kaldı ki, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler itibariyle araç otopark ücreti olarak ödenecek bedel, aracın satış bedelinin %25’ini geçemeyecektir. Dava konusu motosikletin satışının uzun süre geçmesine rağmen gerçekleşmediğinin anlaşılmasına göre; mahkemece öncelikle bilirkişi marifetiyle motosikletin dava tarihindeki rayiç satış bedellerinin miktarı tespit edilip, tahakkuk edecek otopark ücretinin motosikletin teslim tarihinden itibaren geçen her yıl itibariyle geçerli ücret tarifelerine göre tahakkuk eden otopark ücreti tespit edilerek, bu tespit edilen bedelin motosikletin satış bedelinin %25’ini geçemeyeceği gözetilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.  
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.