Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/26552 E. 2015/31700 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/26552
KARAR NO : 2015/31700
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

MAHKEMESİ : İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/01/2015
NUMARASI : 2014/288-2015/15

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı M.N.. A.. avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, dava dışı müteahhitlik firmasına yapmış olduğu iş karşılığı edindiği taşınmazı davalılara 150.000 TL bedel karşılığı satmış olduğunu, ancak davalılar tarafından taşınmaz bedelinin tamamının ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000 TL.nin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, 28 Mayıs 2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/I. maddesi ile eser sözleşmelerinin de tüketici işlemi olarak tanımlandığı, 6502 sayılı Yasa’nın 73. maddesi gereğince davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı M.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici ve taraflar aarasındaki işlemin de tüketici işlemi olması gerekir. Eldeki davada, dava konusu esas itibariyle eser sözleşmesi olmayıp, taraflar arasındaki satım sözleşmesidir. Bununla birlikte; davacı davalılar tarafından satım bedelinin tam olarak ödenmediğinden bahisle alacak isteminde bulunmuştur. Davacı; dava dışı inşaat firması için yapmış olduğu iş karşılığı edindiği daireyi davalılara satmış olup, bu haliyle taraflar arasındaki ilişki tüketici işlemi olmayıp, hem davacı hem davalılar bu nedenle 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketici vasfını taşımadığından, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamı dışında kaldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamı dışında kaldığına göre davaya bakma hususunda genel mahkemeler görevlidir. Eldeki dava da Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında bulunmadığından mahkemenin işin esasına girerek hasıl olacak sonuca uygun karar vermesi gerekir. Mahkemece, değinilen bu yönü gözardı ederek işin esasına girerek sonucuna uygun bir karar vermesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 03.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.