Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/23250 E. 2017/11220 K. 16.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/23250
KARAR NO : 2017/11220
KARAR TARİHİ : 16.11.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, davalı ile aralarında ameliyathane yoğunbakım ve temizlik işlerini yerine getirmek üzere açılan ihale sonrasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, davalının işçisi olan dava dışı işçinin hizmet akdinin haksız olarak feshedildiği iddiası ile açmış olduğu dava sonucu başlatılan icra takibinde işe başlatmama ve boşta geçen süreye ilişkin olarak 8.269,59 TL tazminat ödendiğini, davalı ile aralarındaki sözleşme ve eki niteliliğindeki şartnameler uyarınca işçi alacaklarından davalının sorumlu olduğunu savunarak ödedikleri 8.269,59 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, eldeki dava ile dava dışı işçi tarafından işe başlatmama ve çalıştırmama tazminatının tahsili için başlatılan icra takibi neticesinde ödemiş olduğu bedelin alt işveren olan davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, yapılan işin alt işverene devredilebilecek işlerden olmadığı, asıl işveren ve alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, işçinin gerçekte … çalışanı olduğu, İş Mahkemesinin kararında her iki işverenin yasa gereği birlikte sorumlu tutulduğu, ancak rücu ilişkisinde 4857 Sayılı yasanın 2/6 maddesine göre hüküm verilemeyeceği, nitekim işçinin Sağlık Bakanlığındaki işine iadesine karar verildiği, Yargıtay’ın bozma ilamında da belirttiği üzere asıl ve alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olması halinde davanın tarafının asıl işveren olması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta dava dışı işçinin, iş akdinin haksız olarak feshedildiği gerekçesiyle davacı ve davalı hakkında iş mahkemesinde işe iade davası açıldığı, davanın kabulüne ilişkin kararın davalı … Bakanlığının temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2011/8635 E. ve 2011/4132 K. sayılı ilamı ile bozulduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu bozma ilamında aynen “Feshin geçersizliği ve işe iade davasında, asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu takdirde, muvazaa olmadığı sürece, alt işveren işçisi ile ilgili davada istemin ve verilecek kararın feshin geçersizliği ve işe iade yönünden alt işveren, ancak feshin geçersizliğine bağlanan işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinden her iki işverenin birlikte sorumluluğu kapsamında olması gerekir. Asıl işveren ve alt asıl işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması halinde ise asıl işveren başlangıçtan beri gerçek işveren olduğundan davanın tarafı asıl işveren olmalıdır. Alt işverenin bu anlamda işverenlik sıfatı bulunmadığından taraf sıfatı olmayacaktır.” denilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde … 2. İş Mahkemesinin 2011/275 E. ve 2011/357 K. sayılı ilamı ile davanın kabulüne, davacının hizmet itibarı ile davalı … çalışanı olduğunun kabulü ile davalı işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının davalı … Bakanlığındaki işe iadesine, tazminat, ücret ve masraflar yönünden her iki davalının da müteselsilen sorumlu olduklarının tespitine karar verilmiş ve söz konusu karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2011/2140 E. ve 2012/16916 K. sayılı ilamı ile onanmıştır. Buna göre Mahkemenin kabulünün aksine İş Mahkemesince taraflar arasında muvazaa bulunmadığı kabul edildiğinden davacı ile davalı alt işverenin tazminat, ücret ve masraflardan müteselsilen sorumlu oldukları kabul edilmiş ve söz konusu karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Öte yandan taraflar arasında bir hizmet alım sözleşmesi ve sözleşmenin eki niteliğinde şartnameler imzalanmış ve tarafların sorumlulukları belirlenmiştir. O halde Mahkemece, sözü edilen İş Mahkemesi kararı karşısında, taraf delilleri toplanarak sözleşme ve şartnameler kapsamında taraf sorumlulukları irdelenmeli ve sonucuna göre hüküm tesis edilmelidir. Bu husus gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.