Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/22387 E. 2015/29216 K. 08.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/22387
KARAR NO : 2015/29216
KARAR TARİHİ : 08.10.2015

MAHKEMESİ : Isparta 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/11/2013
NUMARASI : 2013/391-2013/934

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı ile Afyonkarahisar ili merkez ilçe D.. köyü 4.. ada .. nolu parsel üzerinde “hisseli taşınmaz satış sözleşmesi adı altında” kat mülkiyeti kanununun 57 madde kapsamında 06/01/2013 tarihli 69.. ve 69.. nolu iki adet devre mülk sözleşmesi imzaladığını, ancak söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartlarına uyulmadığından dolayı geçersiz olduğunu, dolayısıyla davalı taraf şirkete yapılmış bulunan 28.500,00 TL paranın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davaya bakma yetkisinin Afyonkarahisar Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu belirlenmekle Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli Afyonkarahisar Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan yasanın 3/d maddesinde, “hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davacının Yasada tanımlanan şekilde tüketici ve davalının satıcı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davaya bakmaya genel mahkeme değil Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. O halde mahkemece tüketici mahkemesine görevsizlik karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davalının tüm ve davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm ve davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 24,30 TL harcın davacıya iadesine, 08/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.