Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/22320 E. 2017/10284 K. 26.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/22320
KARAR NO : 2017/10284
KARAR TARİHİ : 26.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-birleşen dosyada davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, eczacı olduğunu ve davalı kurum ile ilaç teminine ilişkin sözleşmesi bulunduğunu, 05/10/2004 tarihli yazı ile sözleşmesinin haklı neden olmaksızın davalı tarafından iki yıl süreyle feshedildiğini, bilahare 17/10/2005 tarihli yazı ile de iki yıllık fesih süresinin dolmasından itibaren yedi yıl süreyle daha sözleşmenin feshedildiğinin ve davalı kurumdan alacaklı olduğu 21.870,84 TL’nin ödenmeyeceği gibi bakiye 6.320,12 TL’nin de tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük süresi içerisinde ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini ve davalının işleminin haksız olduğunu ileri sürerek davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, davalıdan alacağı olan 21.870,00 TL’nin davalının temerrüt tarihi olan 28.12.2004 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsiline, sözleşmenin haksız feshinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen dava dosyasında, davacı … Başkanlığı, asıl davaya konu edilen olay nedeniyle kurumun 2.417,18 TL alacaklı olduğunu ileri sürerek, bu alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Asıl ve birleşen dava davalıları, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, asıl dosya yönünden; davanın kabulüne, sözleşmenin feshiyle ilgili davalı kurumca yapılan işlemlerin iptaline, davacının hak edişlerinden yapılan 21.870,00 TL yönünden davacının davalıya borçlu olmadığını tespitine, daha sonra davacıya ihtiyati tedbir kararı ile iade edilen 21.870,00 TL’ye 21/12/2004 tarihinden 06/02/2009 tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesine ve davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, taraflar arasındaki muarazanın bu şekilde giderilmesine; birleşen dava yönünden; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı/birleşen dosya davacısı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece kısa kararda; birleşen dava yönünden hüküm kurulmamış, gerekçeli kararda ise; birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Bu nedenle, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki oluşturulması, HMK 297/son madde gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, 2. bentte gösterilen nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren … gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.