Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/22094 E. 2015/28291 K. 05.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/22094
KARAR NO : 2015/28291
KARAR TARİHİ : 05.10.2015

MAHKEMESİ : Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 03/07/2014
NUMARASI : 2013/632-2014/354

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı bankadan tüketici ve konut kredisi kullandığını, bu krediler nedeniyle kendisinden farklı adlar altında haksız kesinti yapıldığını ileri sürerek 6.973,27-TL alacağın kesinti tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillere yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı eldeki dava ile, davalı banka ile imzaladığı kredi sözleşmesi nedeni ile kendisinden farklı isimler altında tahsil edilen bedellerin iadesini istemekte olup, dairemizin yerleşik içtihatlarında da vurgulandığı üzere, tacir olan bankanın, yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkı bulunduğu anlaşılmakta ise de, somut uyuşmazlığın tüketici hukukundan kaynaklandığı da gözetildiğinde, bankanın ancak davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli dosya masraflarını tüketiciden isteyebileceğinin kabulü gerekir. Mahkemece, kredi sözleşmesi kapsamında yapılan 2.023,47 TL ve 911,78 TL olmak üzere toplam 2.935,25 TL’lik hayat sigortası priminin de davacıya iadesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı bankanın kredi borçlusuna hayat sigortası ve sözleşme ile sigorta yaptırmasındaki asıl amacının, kredi borcunu teminat altına almak olduğu ve anılan sigorta ile kredi borçlusunun belli bir prim ödeme borcu altına girdiği anlaşılmakla birlikte, sigortası kapsamına alınmasında davacı sigortalının da bir menfaatinin olduğu açıktır. Hal böyle olunca, sözleşme kapsamında davacıdan tahsil edilen sigorta primlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-Hemen belirtmek gerekir ki, kredi kullanımı esnasında tahsil edilen masrafın iade edilebilmesi için, kesilen masrafın zorunlu, belgeli ve makul olmaması zorunlu olup, yasal zorunluluk nedeniyle kesilen masrafın iadesi talep olunamaz. Davalı, tahsil edilen bedel içinde vergisel yükümlülük kapsamında tahsil edilen BSMV alacağının da bulunduğunu ileri sürmüştür. Oysa ki yukarıda açıklandığı üzere yasal zorunluluk nedeniyle davacıdan tahsil edilen BSMV alacağının davalı bankadan tahsili mümkün değildir. Mahkemece, davalıdan tahsiline karar verilen bedel içinde 100,00 TL ve 46,00 TL olmak üzere toplam 146 TL vergisel yükümlülük kapsamında tahsil edilen BSMV alacağının da bulunduğunda anlaşılmaktadır. Ne var ki, vergisel yükümlülük nedeniyle yasal zorunluluk kapsamında davacıdan tahsil edilen BSMV bedellerinin de davalıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 ve 3. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 3.081,25 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.