Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/21972 E. 2015/21257 K. 22.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/21972
KARAR NO : 2015/21257
KARAR TARİHİ : 22.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı bankanın … Şubesinden çeşitli tarihlerde kullanmış olduğu konut kredisi ve yeniden yapılandırmalar nedeniyle bu kredilerin kullanımı ve yapılandırması sırasında kesilen masraf, komisyon, istihbarat ücreti, yapılandırma ücreti, ekspertiz ücreti, erken kapama cezası vs. isimler altında davalı tarafından yapılan kesintilerden toplam 31.361,00 TL’nin tahsili amacıyla davalı borçlu hakkında … 13. İcra müdürlüğünün 2014/47694 E sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını, ancak davalının itirazı sonucu takibin durduğunu ileri sürerek yapılan itirazının iptali ile icra takibinin devamına ve % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun … 13. İcra müdürlüğünün 2014/47694 E sayılı takip dosyasında takibe yaptığı itirazından asıl alacak yönünden 24.500 TL’lik kısmının iptali ile, takibinde asıl alacak olarak 24.500 TL üzerinden devamına karar verilmiş, Hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra – inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bente açıklanan nedenlerle mahkeme kararının hüküm fıkrasının ikinci bendinin tümüyle hükümden çıkartılarak yerine aynen “Davacı lehine hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.254,60 TL harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan 27,70 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.