Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/2077 E. 2015/17307 K. 28.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2077
KARAR NO : 2015/17307
KARAR TARİHİ : 28.05.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-… avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı …na ait yerin içinde bulunan aquapark ve müştemilatını 20.07.2005 tarihinde icra yoluyla yapılan ihalede satın aldığını ve bu durumun mahkeme kararı ile de kesinleştiğini, davalı vakfın mahkemelerden aldığı tedbir kararları ile aquapark üzerindeki tasarruflarını engellendiğini ve ihaleden sonra .. da içinde bulunduğu yeri davalı vakıftan kiralayan davalı .. şirketinin kendilerine ait aquaparkı kullanmaya devam etttiğini, ihale tarihi olan 20.07.2005 tarihinden dava tarihine kadar..ı kullanamamaktan dolayı zararlarının doğduğunu ileri sürerek ıslahen 59.348,89TL munzam zararın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı .. öncelikle husumet yokluğu nedeniyle davanın reddini dilemiş; davalı …, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile toplam 59.348,89TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmiş; bu kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 2012/7637 esas 2013/3290 karar sayılı ilamıyla;
“1-Davalı .. şirketinin temyizi yönünden; Davalı şirket, mülkiyeti davalı …na ait olan 76 dönüm taşınmaz üzerinde bulunan sosyal tesisleri 15.06.2005 ve 15.07.2005 tanzim tarihli kira sözleşmeleri ile kiralamıştır. Davacı ise, daha önce bu taşınmazı işleten başka bir kiracının borcundan dolayı davalı Vakfa ait kaydırakları haczettirip sonrasında da 20.07.2005 tarihinde yapılan ihalede bu kaydırakları satın almıştır. Diğer davalı Vakıf ise, bu olaylardan sonra istihkak iddiası ile davacı aleyhine dava açmıştır. Bu davalar sırasında verilen ihtiyati tedbir kararları nedeniyle davacı kaydıraklar üzerinde tasarrufta bulunamamıştır. Davacının ihale ile satın aldığı kaydıraklar üzerinde tasarrufta bulunamamaktan dolayı uğradığı zararın tazmini istemi ile açtığı bu davada, kiracı olarak sosyal tesisleri kullanan davalı .. şirketine husumet düşmez. O halde mahkemece, .. şirketi yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken az yukarıda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır, bozmayı gerektirir.
2-Davacı, mülkiyeti davalı …na ait olan taşınmaz içinde bulunan .. kaydırakları, daha önce bu taşınmazda kiracı olan dava dışı şirketten alacağının tahsili amacıyla yaptığı icra takibi sonucunda haczettirip akabinde de 20.07.2005 tarihinde yapılan ihale sonucunda 12.150.00.TL bedelle satın almasına rağmen davalı Vakfın mahkeme kararları ile kaydıraklar üzerinde ihtiyati tedbir kararı almasından dolayı tasarrufta bulunamamaktan dolayı maruz kaldığı munzam zararın tahsilini talep etmiştir. Davalı Vakıf ise, kaydırakların da içinde bulunduğu taşınmazın mülkiyetinin kendisine ait olmasından dolayı, dava dışı önceki kiracının borcundan dolayı kaydırakların icraen haciz yoluyla satılmasının mümkün olmadığını savunmuştur. Her ne kadar, mülkiyeti davalı Vakfa ait kaydırakların üçüncü kişinin borcundan dolayı haczettirilmesi ve akabinde icra yoluyla 20.07.2005 tarihinde ihale ile davacıya satılması nedeniyle kaydırakların mülkiyeti ihale ile davalıya geçmiş ise de, davalı Vakıf tarafından istihkak iddiası ile açılan dava sonucunda Yargıtay . Hukuk Dairesinin 22.01.2009 tarih ve 2008/16009 Esas 2009/452 Karar sayılı ilamı ile ihale bedeli olan 12.150.00.TL’ nın davalı Vakfa ödenmesi yönünde verilen kararın düzeltilerek onanması ve 30.06.2009 tarihinde karar düzeltme talebinin reddedilmesi sonucunda kararın kesinleşmesinden sonra davacı ihale bedelini davalı vakfa ödemiştir. O halde mahkemece, davacının icrada yapılan ihale ile aldığı kaydıraklar yönünden ihale bedelini ödediği tarih ile dava tarihi arasında kalan zaman yönünden zararın tazminine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle az yukarıda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, davalı Vakıf yönünden bozma nedenidir.
3-2.bentte belirtilen bozma nedenine göre, davacının tüm, davalı …nın diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş; mahkemece, bu kez yapılan yargılamada ise, davalılardan … aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, toplam 14.625,00TL’nin dava tarihi olan 24/12/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı vakıftan alınarak davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Davalılardan ..aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Yargılamada her ne kadar bozmaya uyulduğu belirtilmiş ise de, 13.12.2013 tarihli bozma ilamında açıkça, davalı vakfa yapılan ihale bedeli ödemesi ile dava tarihi arasındaki zararın hesaplanması gerektiği belirtilmesine rağmen, yapılan yargılamada, icra takibinin alacağa mahsuben yapıldığı dolayısı ile fiili ödemenin söz konusu olmadığı bu nedenle 30/06/2009 tarihinde karar düzeltme talebinin reddedilmesi sonucunda kararın kesinleşmesi de göz önünde bulundurularak 30/06/2009 tarihinden dava tarihi olan 24/12/2009 tarihine kadar ki döneme ilişkin .. gelirinin hesaplandığı, gerekçe olarak belirtilmek suretiyle hüküm tesis edildiği görülmüştür. Oysa, dosya kapsamı incelendiğinde “alacağa mahsuben” kaydının bulunduğu icra takibinin, davacı ile davalı vakıf arasında değil, davacı ile davacıya borçlu dava dışı 3. kişi olan şirket ile arasında olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, bozma ilamımızda belirtilen, davacının davalıya yaptığı ödemenin fiili bir ödeme olmadığından bahsedilemez. Ancak, davalıya kesinleşen mahkeme kararı ile yapmış olduğu ödeme tarihini ispat yükü davacıya düşmektedir. Dosya kapsamı itibariyle, davacı bu ödeme tarihini ispatlayamadığına göre, dava tarihi itibariyle, davacı lehine tazminat hakkı doğmayacaktır. O halde, mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 210,00 TL harcın …’na iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.