Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/13568 E. 2015/11755 K. 13.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13568
KARAR NO : 2015/11755
KARAR TARİHİ : 13.04.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-k.davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacılar, tarafların ortak murisinden… ili, … ilçesi, … Mahallesi, … İşletme Kooperatifi yazlık sitesinde 1 adet 500 M2 alanlı 100 M2 dubleks villanın miras yoluyla kaldığını, taşınmazla ilgili her türlü alım satım işlemini yapmak üzere noterde davalıya vekaletname verildiğini, davalının evi 19.06.2014 tarihinde sattığını, satıştan dolayı kendilerine 30.000’er TL verdiğini, evin değerinin en az 250.000 TL olduğunu, davalının eksik ödeme yaptığını, vekalet görevini kötüye kullandığını ileri sürerek, vekaleten satılan taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin tespit edilerek her bir davacı için ayrı ayrı 20.000’er TL’den 40.000 TL satış bedelinin davalıdan tahsilini istemişlerdir.
Davalı, davayı kabul etmediğini, taşınmazın 120.000 TL bedelle satıldığını, davacıların hisselerinin toplam 60.000 TL olarak ödendiğini, eksik ödemenin söz konusu olmadığını ileri sürerek davanın reddini dilemiş, karşı dava dilekçesiyle de tarafların müşterek ve müteselsil sorumlu oldukları bir çok ödemeyi kendisinin yaptığını ileri sürerek 8.688,92’şer TL’nin davacılardan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davanın vekalet sözleşmesinden kaynaklanmış olması nedeniyle 6502 sayılı yasa gereğince tüketici mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi;mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici, diğer tarafın ise satıcı, sağlayıcı ya da müteşebbis olması gerekir. Somut olayda, taraflar kardeş olup, müşterek muristen kalan taşınmazın satımı için davalıya vekalet verilmiş, uyuşmazlık da vekalet ilişkisinden kaynaklanmıştır. Davalı, vekalet akdine konu tapudaki devir ve satış işlemlerini mesleki faaliyeti kapsamında yapmadığı gibi, bu tür işlemleri yapmayı da kendisine meslek edinmemiştir. Hal böyle olunca, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığının kabulü mümkün değildir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 27,70 harcın istek halinde davalı-k.davacı’ya iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.4.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.