YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12793
KARAR NO : 2015/11999
KARAR TARİHİ : 14.04.2015
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı Bankadan konut kredisi kullandığını, kendisinden “dosya masrafı” adı altında kesinti yapıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 500,00 TL’nin avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslahla talep miktarını 3.587,39 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 3.587,39 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir
2-Dava, konut kredisi sözleşmesi nedeniyle davacıdan haksız olarak alınan masrafların tahsili istemine ilişkin olup, davada fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle 500,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş, ıslahla talep miktarı artırılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117.maddesi gereğince muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Dava konusu olayda davacının, davalıyı dava ve ıslah tarihinden önce temerrüde düşürdüğü ispat edilemediğine göre, mahkemece hükmedilen alacak miktarının, dava dilekçesi ile talep edilen miktarına dava tarihten, ıslahla talep edilen miktarına ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, açıklanan husus göz ardı edilerek, tüm alacak miktarına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Davacı, davada bir vekille temsil edilmemiş olduğundan, yararına vekalet ücretine hükmedilemez. Mahkemece davada vekille temsil edilmemiş olan davacı yararına 750,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.’nun 438/7. maddesi gereğidir.
SONUÇ: 1. bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın “Hüküm” başlıklı bölümünün 2. ve 3. satırlarında bulunan (3.587,39 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine) söz ve rakamlarının karardan çıkarılarak, yerine (3.587,39 TL alacağın, 500,00 TL’lik kısmına dava tarihi olan 29.9.2014 tarihinden, ıslahla artırılan 3.087,39 TL’lik kısmına ise ıslah tarihi olan 8.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline) söz ve rakamlarının yazılmasına, yine kararın aynı bölümünün (5) no’lu bedinde bulunan (AAÜT’nin 12/2. maddesi uyarınca 750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine) söz ve rakamlarının tümüyle karardan çıkarılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 244,40 TL harcın istek halinde iadesine, 14/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.