Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2015/10483 E. 2015/28088 K. 30.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10483
KARAR NO : 2015/28088
KARAR TARİHİ : 30.09.2015

… vekili avukat … ile 1-… vekili avukat …, 2-… vekili avukat … aralarındaki dava hakkında… Tüketici Mahkemesinden verilen 26/09/2013 tarih ve 2010/1037-2013/917 sayılı hükmün Dairenin 11/12/2014 tarih ve 2014/2177-2014/39490 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.

KARAR

Davacı, internet sitesinde ilanlarını görerek davalı şirkete başvurduğunu, şirket ortağı olan diğer davalıdan 29.07.2008 tarihinde 275.000,00 TL bedelle daire satın aldığını, 2010 yılında taşındığı dairede çok önemsedeği ve ilanda yer verildiği halde ses yalıtımı olmadığını, ayrıca kullandıkça 1. sınıf olduğu söylenen armatürlerin küflenip aşındığını, davalılara 22.06.2010 tarihinde noter kanalıyla çektiği ihtarname ile ayıpların giderilmesini, olmadığı takdirde bedelde indirim yapılmasını talep ettiğini, ancak davalılarca cevap verilmediğini, yaptırmış olduğu tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda dairenin ayıpsız değerinin 300.000,00 TL, ayıplı değerinin 230.000,00 TL edeceğinin belirtildiğini ileri sürerek, evin ayıp oranında bedelinin düşülerek tarafına ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 10.000,00 TL’nin dava tirihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve mütesilsilen tahsiline karar verilmiş; davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.12.2014 tarih ve 2014/2177-39490 sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı taraf bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dava ayıp nedeniyle bedel indirimi istemine ilişkindir. Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (Bkz. 13. HD. T. 26.12.1997, E. 1997/7580; K. 1997/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda; bu hususlar gözetilmeksizin bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya itibar edilerek karar verilmiştir. Bilirkişinin yaptığı hesaplamanın Dairemizin uyguladığı nispi metoda uygun olmadığı anlaşılmaktadır. O halde; mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında bilirkişiden rapor alınıp nispi metoda göre hesaplanan değer azalması tespit edilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirken zuhulen onandığı karar düzeltme incelemesinde anlaşıldığından onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle Dairemizin 11.12.2014 tarih, 2014/2177 esas- 2014/39490 karar sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün BOZULMASINA, 30/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.