YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9918
KARAR NO : 2014/9765
KARAR TARİHİ : 31.03.2014
MAHKEMESİ : Ankara 6. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2012/876-2012/2165
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 1989 yılında Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye geldiğini, Devlet bakanlığınca hazırlanan göçmen evleri projesi kapsamında borçlandırılarak konut satın aldığını, bu bağlamda 4.900.000 TL peşinat ödediğini, bu ödemenin konut maliyetinden düşülmesi gerekirken düşülmediğini ileri sürerek, bu ödemenin güncelleştirilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL nın yasal faizi ile davalılardan tahsilini istemiş, ıslah ile talebini 6.014,40 TL’ye çıkartmıştır.
Davalılar, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu ve davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının yaptığı peşin ödemenin borcundan mahsup edilmediği gerekçesiyle, 4.900.000 TL ödemenin güncellenmiş değerinin 6.014,40 TL olduğuna ilişkin bilirkişi raporu esas alınarak bu meblağın davalılardan tahsiline karar verilmiş; Hüküm, davalılar tarafından temyizi üzerine Dairemizin 07.03.2012 tarihli kararı ile “ mahkemece taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, borçlandırma işleminin başlangıcında mahsuplaşma yapılıp yapılmadığı, konutun maliyet bedeli, borçlandırma bedelinden yüksek olduğu takdirde davacının maliyet bedelinden borçlanmayı kabul ettiği halde daha düşük miktarda borçlandırılmasının kabul edilebilir açıklamasının yaptırılması,ödenmesi gereken taksitlerden mahsup işlemi yapılıp yapılmadığının dosya içindeki ve emsal dosyalardaki listeler ve yazışmalar değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi 2014/9918-9765
Gerektiği” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama nticesinde davanın kabulüne karar verilmiş,davalılar bu kez bu kararı temyiz etmiştir.
Davacı, 1989 yılında Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye geldiğini, Devlet Başkanlığı’nın hazırladığı göçmen evleri projesi kapsamında borçlanarak konut satın aldığını, bu amaçla 4.900.000. TL peşinat ödediğini, daha sonra aralarında sözleşme düzenlendiğini, peşin ödediği paranın konut maliyet bedelinden mahsup edilmediğini ileri sürerek bu ödemenin güncelleştirilmiş değerinin tahsilini istemiş; davalılar ise, peşin olarak yatırılan paranın mahsubunun yapıldığını, davacının talebinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Toplanan delillerden ve dosya kapsamından taraflar arasında sözleşme kurulmadan önce davacının konut edinmek amacıyla davalı hesabına bir kısım paralar yatırdığı, daha sonra davacıyla dava dışı Emlak bankası arasında yapılan sözleşmeyle borcun takside bağlandığı, sözleşmede mahsup konusunda hüküm bulunmasa da taksit tutarlarının tamamının ödendiği konusunda ihtilaf yoktur. İhtilaf önceden peşin olarak yatırılan 4.900.000. TL nın mahsubunun yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yine dosya kapsamından açıkça anlaşılacağı üzere göçmen konutlarının yapım ve temini işini dava dışı Devlet Bakanlığı ile Emlak Bankası üstlenmiş, geçen zaman içerisinde de bu konutların yapım işi davalı T.. T..’ye devredilmiş, Emlak Bankası da dava dışı Ziraat Bankasına devredilmiştir.
Devlet Bakanlığı kredi temin işini üstlenen Emlak Bankasına 23.9.1993tarihinde yazdığı yazısında “ Her ne şekilde olursa olsun, soydaşların konut için yatırdıkları peşinatların borç miktarından düşülmesi ve bakiye üzerinden borçlandırılmaları ” talimatını vermiş; daha sonra aynı bankaya 17.12.1997 tarihinde yazdığı yazı ile de yatırılan peşinatların mahsup edilip edilmediğini sormuştur. Emlak Bankası ise 31.12.1997 günlü cevabi yazısında proje kapsamında ülke çapında 21556 kişinin konut sahibi olduğunu, 6629 kişinin peşinatlarının kesin borçlandırma işlemleri aşamasında peşinatlarının mahsup edileceğini, bunların dışında kalan kişilerin tamamının peşinatlarının borçlarından mahsup edildiğini bildirmiştir. Yine aynı Bakanlık 8.3.1999 tarihli yazısında soydaşlara yapılacak geri ödemelerin mutlaka banka cüzdanlarına işlenmesini bildirmiştir. Emlak Bankasının Ziraat Bankasına devrinden sonra Devlet Bakanlığı Ziraat Bankasına yazdığı 24.5.2002 tarihli yazısında Pursaklar’da hak sahiplerine konutlarının teslim edildiğini, işin başında yatırılan peşinatlarında maliyet hesabından 2014/9918-9765
tenzil edildiği belirtilmiş; bu yazı esas alınmak suretiyle Ziraat Bankasının Toplu Konut Kredileri ve geri ödemeler müdürlüğüne 7.4.2002tarihli yazısında konut sahipleriyle yeni sözleşmeler imzalanacağı, taksitlerin 1.9.2002 tarihinde ödenmeye başlanacağı, yatırılan peşinat tutarları dikkate alınarak hazırlanan itfa planı ve anüze tablolarının verildiği beyan edilmiştir. Ayrıca dosya içerisinde bulunan “ Hak sahiplerine ait liste ” başlıklı belgenin ve bu belgede yer alan hak sahiplerinin yatırılan peşinat tutarlarının, apartman kat ve daire numaraları ile birlikte borçlandırma tutarlarının kıyaslanması ve incelenmesinden de az peşinat ödeyen hak sahiplerinin daha yüksek miktarda, daha çok miktarda peşinat ödeyen hak sahibinin ise daha az miktarda borçlandırıldığı gözlemlenmektedir.Diğer taraftan Dairemizin 2012/10177 esas 2012/14814 karar sayılı dosyasında dairemiz incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşen,aynı konuda Ankara 2.Tüketici Mahkemesinde açılan 2010/832 esas ve 2012/ 26 karar sayılı dosyanın davacısı banka hesap cüzdanını dosya ya ibraz etmiş,hesap cüzdanının incelenmesinden de gerekli mahsubun yapıldığı gözlemlenmiştir.
Yukarıda özetlenen gerek Devletin resmi kurumları arasındaki yazışmalardan, gerek hak sahiplerine ait liste başlıklı belge kapsamından ve gerekse aynı nedenlerle açılan ve reddedilip, dairemizin incelenmesinden de geçmek suretiyle kesinleşen dosya kapsamlarından da açıkça anlaşılacağı gibi davacının peşin ödediği paranın mahsubunun yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 25.20 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.