Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/9179 E. 2015/8170 K. 16.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9179
KARAR NO : 2015/8170
KARAR TARİHİ : 16.03.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalı ile kardeş olduğunu, Kasım 2005 tarihi öncesinde, aralarındaki konuşmada davalı 20 yıldan fazladır borsada yatırım yaptığını, borsanın her şeyin üzerinde gelir getirdiğini belirttiğini, kendisinin de, diğer kardeşi ve annesine de danışarak borsada yatırım yapmaya karar verdiğini, bunun üzerine davalı kendisinin yatırım hesabı olduğunu ve kendisinin adına borsaya yatırım yapılırsa komisyonun çok düşük olacağını belirttiğini, çocuğuna ileride destek amacıyla yatırım yapacağından eşinin görüp birikimi harcamaması için davalı ablasının bu teklifini kabul ederek ablasına borsada yatırım yapması için 2005 Kasım ayında 10.000 TL teslim ettiğini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla Kasım 2005 tarihinde müvekkili adına alınan hisse senetlerinin (temettü, bedelli ve bedelsiz hisseler dahil olmak üzere) dava tarihindeki bedellerinin, dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı,davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL hisse bedeli olan 11.685,44 TL nin dava tarihi olan 25.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile “Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek Mahkemece, kısa kararda “davacının fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL hisse bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, “yazılmasına rağmen hüküm 1.fıkrasına “ Davacının fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL hisse bedeli olan 11.685,44 TL nin dava tarihi olan 25.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ..” şeklinde hüküm kurulduğu, böylece yukarıda anlatılan hükme aykırı bir şekilde gerekçeli kararın hüküm kısmı ile kısa karar arasında çelişki oluşturulması nedeniyle 6100 sayılı HUMK’ nun 381. maddesi gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 16.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.