Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/8908 E. 2014/33978 K. 03.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8908
KARAR NO : 2014/33978
KARAR TARİHİ : 03.11.2014

MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2012/545-2013/83

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen redddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının kullandığı tüketici kredisi taksitlerini ödemediğinden ihtar çekip davalı aleyhine icra takibi başlattığını, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Davanın kısmen kabulü ile davalının Nazilli 1. icra müdürlüğünün 2009/5243 esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 27.586,65 TL asıl alacak, 1.064,70 TL işlemiş faiz, 53,23 TL BSMW miktarı yönünden itirazının iptali ile takibin bu miktarlar üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991 -7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile “Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek Mahkemece, gerekçeli kararın hüküm fıkrasına “ davanın kısmen kabulü ile davalının Nazilli 1.icra müdürlüğünün 2009/5243 esas 53,23 TL BSMW miktarı yönünden itirazın iptali ile takibin bu miktarlar üzerinden devamına “ yazıldığı ve böylece kısa kararda yeralan icra takibinin asıl alacak, faiz kalemlerine gerekçeli kararın hüküm kısmında yer verilmediği, bu şekilde kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 03.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.