Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/8853 E. 2014/15552 K. 15.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8853
KARAR NO : 2014/15552
KARAR TARİHİ : 15.05.2014

MAHKEMESİ : Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2012/670-2013/678

Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat K.S. geldi, davacı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, arsa sahibi H.. K..’dan satın aldığı .. nolu dairenin bulunduğu binanın gizli ayıplı olması nedeniyle çöktüğünü, onarılması mümkün bulunmadığından Belediye Encümeni kararı ile yıkıldığını, davalılar satıcı H.. K.., müteahhit H.. Ç.. ve fenni mesul Z.. B..’ın müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere dairenin rayiç bedeli olan 120.000,00-TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, zamanaşımı itirazında bulunarak, davanın esastan da reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 120.000,00-TL tazminatın 10.08.2006 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı A.N.B.(mirasçıları M.. B.., M.. B.., Z. B., E. N. B.(Oğul), K.. B..)’a verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar H.. Ç.. ve H.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı müteaahit H.. Ç..’ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, projesine aykırı olarak yapılan ve gizli ayıplı olması nedeniyle yıkılan bağımsız bölüm bedelinin ödetilmesini istemiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, davaya konu binanın gizli ayıplı olduğu, projesine aykırı yapılması ve kötü malzeme kullanılması nedeniyle yıkıldığı bilirkişi raporları ile sabittir. Bu durumda davacının bağımsız bölümün rayiç değerini talep etmesi mümkün olup, mahkemece bağımsız bölümün dava tarihindeki serbest piyasaya göre hesaplanan rayiç değerini hükme esas almasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak mahkemece, hem bağımsız bölümün hem de arsa bedelinin davacının payı oranında ödetilmesine karar verilmiştir. Binanın yıkılması ile zarar gören arsa üzerindeki bağımsız bölümdür. Arsa tapusu payı oranında davacıda kaldığına göre arsa bedelinin ödetilmesine karar verilmez. Yerel mahkemece açıklanan bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-Davalı müteahhit H.. Ç.. ile arsa sahipleri arasında Adıyaman 2. Noterliğince tanzim olunan 04.05.1995 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunmaktadır. Davacı, bu sözleşmeye istinaden inşa edilen K.Apartmanından arsa sahiplerinden davalı H.. K..’a düşen ..nolu daireyi 11.03.1998 tarihinde satın almış ve tapu devri de gerçekleşmiştir. 15.08.2005 tarihinde binanın kolonları çökmüş, 14.02.2006 tarihli Belediye Encümen Kararı ile binanın yıkılmasına karar verilmiş ve Eylül 2006 tarihinde de bina yıkılmıştır. Davacı ile arsa sahibi H.. K.. arasındaki uyuşmazlık satım aktinden ve gizli ayıplardan dolayı ayıba karşı tekeffülden kaynaklanmaktadır. BK.’nun 215/son maddesi, binanın ayıplı olmasından kaynaklanan davalar, mülkiyetin devrinden itibaren beş sene geçmekle düşer hükmünü getirmiştir. Bu nedenle, daire satışından doğan ayıba karşı tekeffülün başlangıcı, dairenin mülkiyetinin geçtiği tarihten itibaren başlamaktadır. Bu husus Dairemizin sapma göstermeyen içtihatları ile de benimsenmiştir. Mülkiyetin davacıya geçtiği 11.03.1998 tarihinden itibaren, dava tarihine kadar beş yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Mahkemece, davalı H.. K.. yönünden davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı, BK.’nun 126/son maddesi gereğince zamanaşımının 10 yıl olduğu gerekçesiyle, hukuki ilişkinin ve zamanaşımının yanlış değerlendirilmesi suretiyle işin esasına girilerek, bu davalı
yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı H.. Ç..’ın sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı H.. Ç.. yararına, 3. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı H.. K.. yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.