YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8659
KARAR NO : 2014/9184
KARAR TARİHİ : 31.03.2014
MAHKEMESİ : Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/11/2013
NUMARASI : 2013/319-2013/238
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetki yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, avukat olduğunu, davalıların murisi Keziban Kurtdoğmuş’un Kumluca Kadastro Mahkemesinin 2010/37 Esas, Kumluca Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/191 Esas ve 2007/135 Esas sayılı dosyalarında vekilliklerini üstlendiklerini, murisin 2009 yılında vefat ettiğini, mirasçılardan M.. K.. dışındaki diğer mirasçıların Kumluca Kadastro Mahkemesinin 2010/37 Esas sayılı dosyasında hukuk hizmeti vermeleri için vekalet çıkardıklarını ve yetkilendirdiklerini, buna rağmen davalılarında kendisine haksız olarak azlettiklerini ileri sürerek vekalet ücret alacakları tutarının belirlenerek dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, yetki itirazında bulunmuşlar ve davanın yetki yönünden usulden reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, Dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Kumluca Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava vekalet sözleşmesine dayalı alacak talebine ilişkindir. Kural olarak HMK 6. maddesi gereği her dava açıldığı tarihteki davalının ikametgahı mahkemesinde açılmalıdır. Ancak HMK 10.maddesince sözleşmeden doğan davalarda akdin ifa edileceği yer mahkemesi de açılacak davada yetkilidir. Bu bağlamda TBK 89.maddesine göre para alacağı aksi kararlaştırılmamış ise alacaklının ikametgahında ödenmesi gerekir. Bu yetki kuralının ancak niza konusu olmayan sözleşmeden doğan alacak davalarında uygulanacağına dair yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Taraflar arasında sözleşmenin varlığı kanıtlandığı takdirde HMK 10 ve TBK 73/1 maddesine göre alacaklının ikametgahındaki icra dairesinde de takip yapılabilir ve dava açılabilir. Dairemizin istikrarlı uygulaması da bu yöndedir. Mahkemece işin esası incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, 31.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.