Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/8630 E. 2014/29449 K. 29.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8630
KARAR NO : 2014/29449
KARAR TARİHİ : 29.09.2014

MAHKEMESİ : Sorgun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2012/132-2013/357

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı yüklenici şirketler, açılan ihaleler sonucunda, davalı işverenle hizmet sözleşmeleri yapıldığını, dava dışı işçinin kendilerine ve davalıya karşı iş mahkemesinde açmış olduğu davanın işçi lehine sonuçlandığını, İş mahkemesi kararında işçinin kendi bünyelerinde çalıştığı süreler dikkate alınarak davacı yüklenicilerin ayrı ayrı sorumlu olduğu miktarların hükme bağlandığını buna rağmen davalı belediyenin işçiye yaptığı tüm ödemeyi hakedişlerinden kestiğini, halbuki sorumlu oldukları miktar kadar ancak kesinti yapabileceğini bu nedenlerle, haksız tahsil edilen 7.178,43 TL nin kesinti tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne,4.767,89 TL alacağın kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara müştereken ve müteselsilen verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, asıl işveren davalı Belediyenin, davacı şirketler tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonucunda ödemek zorunda kaldığı miktarın rücuen tahsili için davacıların hakedişlerinden kesinti yapılması neticesinde davacıların haksız yapılan kesintinin iadesi istemine ilişkindir. Her ne kadar mahkemece, Belediye tarafından ödenen işçi alacaklarından, asıl işveren davalı Belediye ile davacıların İş Mahkemesi kararında belirlenen miktarlar kadar sorumlu olduklarının kabulü ile hüküm kurulmuş ise de, davacılar ile Belediye arasında imzalanan hizmet sözleşmeleri ve eki olan şartnamelerde, “sosyal sigortalar mevzuatı her türlü işçi ve işveren hakkındaki haklardan dolayı işçi alınması veya işçi haklarının ödenmesi gibi tüm sorumluluklar müteahhide ait olup idare bu konularda hiçbir sorumluluk taşımayacaktır.” cümlesi ile sorumluluğun yüklenici firmalarda olduğu açıkça belirtilmiştir. Buna göre, sözleşme ve eki olan şartnamelerde bu şekilde açık hüküm bulunan davacılar yönünden, davalı Belediye ve davacıların iş mahkemesinde belirlenen sürelerle sınırlı olarak sorumlu olduklarının kabulüne olanak yoktur. Tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümleri tarafları bağlayacağından, hizmet sözleşmelerinde yüklenicinin sorumluluğuna ilişkin bu şekilde açık hüküm olan hallerde, davalı Belediyenin asıl işveren olarak ödemiş olduğu miktarın tamamını ilgili davacılardan rücuen tahsil edebileceğini kabul etmek gereklidir.
O halde mahkemece taraflar arasındaki hizmet sözleşmeleri ve eki olan şartnamelerde, dava konusu işçi alacakları nedeniyle yüklenicinin sorumlu olduğunun düzenlendiği davacılar yönünden, davalı Belediyenin asıl işveren olarak ödemiş olduğu miktarın tamamını davacılardan rücuen tahsil edebileceği gözönüne alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar göz ardı edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ :1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince temyiz edilen hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.