Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/8451 E. 2015/5362 K. 23.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8451
KARAR NO : 2015/5362
KARAR TARİHİ : 23.02.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalının vekili olarak Asliye Hukuk Mahkemesi, İcra Tetkik Merci ve Asliye Ceza mahkemesi dosyaları ile 2001’den beri 7 nolu parseldeki hacizlerle bunlara ait icra dosyalarındaki haciz kaldırma işlemlerini yerine getirdiğini, davalı ile 2002 yılında yaptıkları vekalet ücreti anlaşmasına göre davalının, değeri 300.000 USD olan 3 daireye ilişkin müteahhitle davalının anlaşmasının feshine dair davalarını takip etmesi karşılığında, davalının dava bitiminde edindiği hakların piyasa rayiç değerleri getirilerinin % 15’ini nakden ödemeyi taahhüt ettiğini, davalının davasını 2003 yılında sonuçlandırmasına rağmen sırf vekalet ücretini ödememek için davalının kendisini haksız yere suçladığını, davalıya kazandırdığı dairelerden edindiği kira gelirleri ile mülk gelirlerinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tespit edilecek bu bedelden %15’inin hesaplanarak şimdilik 20.000,00 TL vekalet ücreti ile davalının yaptığı hakaret ve suçlamalar nedeniyle şimdilik 5.000,000 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalının azilde haklı olduğu, davacının almış olduğu disiplin cezaları ve mahkemece hükmolunan cezası nedeniyle taraflar arasındaki güven ilişkisinin bozulduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388/son maddesi(yeni HMK 297) gereğince, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Yine aynı Kanunun 389. maddesinde de(yeni HMK 297), hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüte yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Somut olayda, davacı 20.000,00 TL vekalet ücreti talebinin yanısıra davalının hakaret ve suçlamaları nedeniyle 5.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş, ancak mahkemece azlin haksız olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, maddi ve manevi tazminat talebi yönünden hüküm fıkrasında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece verilen karar, HUMK.nun 388.maddesine(yeni HMK 297) uygun değildir. Mahkemece, HUMK.’nun 388. maddesine(yeni HMK 297)uygun olarak hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA,(2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.