Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/834 E. 2014/36128 K. 18.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/834
KARAR NO : 2014/36128
KARAR TARİHİ : 18.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2013
NUMARASI : 2011/517-2013/414

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen redidne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, avukat olduğunu, yapılan anlaşma ve alınan vekaletname gereğince davalının alacağı için icra takibi yaptığını, gerekli tüm iş ve işlemleri usulünce tam olarak takip ettiğini, buna rağmen davalının kendisini hiçbir gerekçe göstermeden haksız olarak azil ettiğini ve avukatlık ücret alacaklarının tahsili amacıyla yaptığı icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek takibe vaki itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini ayrıca birleşen dosyada da vekalet ücretinin tahsili için yaptığı takibe vaki itirazın iptalini istemiştir.
Davalı, avukatın işini özenle ve gereği gibi takip etmediğini, azlin haklı olduğunu ve vekalet ücretine hak kazanmadığını savunarak asıl davanın ve birleşen davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, azlin haksız olduğu ve davacının ücrete hak kazandığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1)Her ne kadar, ilk derece mahkemesi tarafından verilen hüküm, süresi içerisinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmişse de taraflar karar verilmesinden sonra, gerekçeli karar yazılmadan ve ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar henüz kesinleşmeden karşılıklı olarak sulh protokolü düzenlemişler ve davacı, asıl ile birleşen davasından feragat etmiştir. Feragat, taraflardan birinin netice-i talebinden vazgeçmesidir. (HUMK 91 ve HMK 307’inci maddeleri) Diğer taraftan, 6100 sayılı HMK’nun 311’inci maddesi gereğince, (1086 sayılı HUMK m.95/f.1) feragat kesin hükmün hukuki neticelerini doğurur. Bu doğrultuda olmak üzere Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.05.2007 tarih 2007/1-263 Esas ve 2007/236 Karar sayılı ilamında açıkça belirtildiği gibi hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada hatta Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca bozulan direnme kararının da kesinleşmediği bir safhada davadan feragat edilebilmesi mümkündür. Nitekim, Yargıtay’ın bu müstekar içtihadı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun kanun koyucusu tarafından da kanunlaştırılmıştır (HMK m.310). Buna göre, 01.04.1940 gün, 1939/15 Esas ve 1940/70 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve mezkûr Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelemesine usulen engel oluşturan davacının feragat beyanının, mahkemece incelenip değerlendirilmesi ve feragat çerçevesinde bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, ilgili mahkemece feragat nedeniyle yeniden bir değerlendirme yapılması için hükmün bozulması gerekmiştir.
2)Yukarıda açıklanan bozma nedeniyle tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek olmadığına, peşin alınan 13.525,00 TL harcın davalı N.. E..’a iadesine, 24,30 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.