Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/7685 E. 2014/38391 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7685
KARAR NO : 2014/38391
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/09/2013
NUMARASI : 2011/200-2013/361

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacılar, tarafların muris H. Ç.’ın çocukları ve mirasçıları olduklarını, murisin vefatından sonra miras paylaşımı konusundaki anlaşmazlık nedeniyle 24/02/2004 tarihli sözleşme ve bunun devamı niteliğindeki 08/03/2004 tarihli sözleşmeleri imzaladıklarını, sözleşmedeki edimlerini yerine getirdikleri halde davalıların sözleşmedeki taahhütlerini yerine getirmediklerini ileri sürerek, sözleşmelerin 7. maddesi gereğince hesaplanan 14.687,50-TL cezai şartın aylık %6 sözleşme faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini dilemişler, bir kısım davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 14.687,50-TL alacaktan; 11.750,00-TL alacağın davalı N.. E.. haricindeki diğer davalılardan 24/02/2004 tarihinden itibaren işleyecek aylık % 6 faizi ile birlikte, 2.937,50-TL alacağın ise davalı N.. E..’den 08/03/2004 tarihinden itibaren işleyecek aylık % 6 faizi ile birlikte alınarak davacılara hisseleri oranında verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar M.. F.., N.. S.. ve Ş.. Ç.. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar M.. F.., N.. S.. ve Ş.. Ç..’ın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Borçlar Kanunu’nun 101/1 (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117) maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur.Muaccel hale gelmiş bir borçtan dolayı alacaklının herhangi bir ihtarı yok ise anılan yasa maddesi uyarınca faize ancak dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir. Somut olayda, davalıların dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden hükmedilen miktara dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekir. Mahkemece, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde sözleşme tarihlerinden itibaren faize karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
3-Mahkemece, alacağın aylık %6 faizi ile tahsiline karar verilmiştir. Uyuşmazlığa ilişkin olarak; temyiz incelemesine geldiği aşamada 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu’nun 2. maddesinde, ” Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları, gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın, bütün fiil ve işlemlere uygulanır ” denildikten sonra, görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlığını taşıyan 7. maddesinde aynen “ Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanır.” düzenlemesi getirilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 88. maddesi, “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de ; “ Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; uyuşmazlığın çözümü bakımından karar tarihinden önce yürürlüğe girmiş bulunan ve halen devam eden davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6098 sayılı TBK 88 ve 120. maddelerinin ve 6101 sayılı Yürürlük Kanununun somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının irdelenip değerlendirilmesi gerekmektedir.
TBK’nun 88 ve 120. maddelerinin düzenleniş amacı ve niteliği gözetildiğinde, emredici nitelik taşıdığı ve taraflar ileri sürmese de re’sen dikkate alınacağının kabulü gerekir. O halde faize ilişkin TBK’nun 88 .ve 120. maddelerinin uygulama şeklinin irdelenmesinde; TBK’nunda “temerrüt faizi” başlıklı 120. maddedeki düzenlemeye göre, uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’a göre belirlenecektir.
Buna göre, mahkemece hükmedilecek faizin TBK’nun 88. ve 120. maddesine göre belirlenmesi gerekir. Mahkemece izah edilen bu hususları kapsayan taraf ve yargı denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak hüküm kurulması gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde aylık %6 faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
4-Davalılar, dava konusu taşınmazda hisseleri oranında maliktirler.Hal böyle olunca mahkemece, alacağın davalıların hisseleri oranında tahsiline karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalılar M.. F.., N.. S.. ve Ş.. Ç..’ün sair temyiz itirazlarının reddine, 2., 3. ve 4. bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 4.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.