Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/7473 E. 2014/30967 K. 13.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7473
KARAR NO : 2014/30967
KARAR TARİHİ : 13.10.2014

MAHKEMESİ : Vezirköprü 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2013
NUMARASI : 2013/34-2013/972

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, dava dışı üçüncü şahsa borcu olduğunu bu nedenle hakkında icra takibi yapıldığını, alacaklı ile anlaşılarak borcun 8000 TL olarak belirlendiğini ve bu miktarı arkadaşı olan davalının ödediğini, akabinde alacağın temliki yolu ile takibe davalının devam ettiğini ancak ödenen miktar 8000 TL olmasına karşın takibe 24.065 TL üzerinden devam ettiğini ileri sürerek, 8000 TL borçlu olduğunun, bakiye 14.480 TL den borçlu olmadığının tespiti ile %40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiş, asli müdahale dilekçesi ile M.. C.. ise icra dosyasına ödenen 8000 TL nin 3000 TL sinin kendisi tarafından ödendiğini ileri sürerek 3000 TL nin davacıdan alınarak tarafına verilmesinin istemiştir.
Mahkemece,davanın kabulü ile, icra dosyasında davacının davalıya 8000 TL asıl alacak ve bu alacağa 20/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi kadar borçlu olduğunun tespitine, anılan miktarı aşan asıl alacak ve işlemiş faizi ile diğer ferileri yönünden haksız takibin iptaline, asli müdahilin talebinin kabulü ile 3000 TL asıl alacağın 01/10/2010 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davacıdan alınıp davalıya verilmesine, icra takibinde haksız ve kötü niyetli olan davalıdan 5000 TL üzerinden hesaplanacak %20 tutarında kötü niyet tazminatının tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı eldeki davası ile icra dosyasında davalı yanca temlik alınan alacağın bir kısmını kabul etmekle birlikte
Bakiye 14.480 TL borçlu olmadığının tespitini istemektedir. Asli müdahil ise icra dosyasına davalı yanca yatırılan ve davacının kabul ettiği miktar olan 8000 TL nin 3000 TL sini bizzat kendisinin ödediğini ileri sürmektedir. Davacı bu duruma itiraz etmemiş olup davalının da temyizi bulunmamaktadır. Mahkemece öncelikle davanın niteliği itibari ile davacının borçlu olmadığı miktar yönünden hüküm tesis edilmesi gerekirken davacının borçlu olduğu miktar üzerinden hüküm kurularak aynı tutara asli müdahil talebine ilişkin kısmında dahil edilmesi ve yine asli müdahil için ayrı değerlendirme yapılarak çelişki olacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
2-Mahkemece davalının takip yapmakta haksız ve kötü niyetli olduğu gerekçesi ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir. Tazminat tutarı ise davacının davalıya borçlu olduğu miktar üzerinden belirlenmiştir. Ancak İcra İflas Kanunun 72/5 fıkrasında “…..Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.15) “yüzde yirmisinden” aşağı olamaz.” hükmünü içermektedir. Mahkemece, haksızlığı anlaşılan takip miktarı üzerinden tazminat hesabı yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Kaldı ki, davacı hakkında yürütlen icra dosyasının takip tarihi 15/09/2009 olup 6352 sayılı Yasadan öncedir. Bu durumda mahkemece değişiklik öncesi madde hükmü gereği kötüniyet tazminatının %40 üzerinden kabulü gerekirken %20 üzerinden hesaplanması da usul ve yasaya aykırı olup ayrıca bozma sebebidir.
SONUÇ:Yukarıda bir ve ikinci bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24,30 TL harcın istek halinde iadesine, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.