Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/7452 E. 2014/6727 K. 11.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7452
KARAR NO : 2014/6727
KARAR TARİHİ : 11.03.2014

MAHKEMESİ : İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2013
NUMARASI : 2011/11-2013/527

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacılar,murisleri A. U.’un davalı bankadan konut kredisi kullandığını ve davalı banka tarafından sigorta yapıldığını, davacıların murisinin 09/05/2002 tarihinde trafik kazası sonucu vefat ettiğini,daha sonra kullandırılan kredinin geri ödenmesinin talep edilmesi üzerine davalı bankanın genel müdürlüğüne 12/11/2009 tarihinde müracaat edildiğini, 09/05/2002 tarihinden önce hayat sigortası poliçesinin olup olmadığının bildirmesinin talep edildiğini, bu talep üzerine Vakıfbank tarafından gönderilen yazıda hayat sigortasının başlangıç tarihinin 20/08/2002 tarihli olduğunun, 09/05/2002 tarihinden önce hayat sigortasının bulunmadığının ve ödemede bulunulmayacağının bildirildiğini ileri sürerek murisleri A. ‘un konut kredisinden dolayı davalı bankaya borçlu olup olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı,davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde kanunda tanımlanan taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında konut kredisine ilişkin sözleşme olduğu, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin 4077 Sayılı Yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.