Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/7390 E. 2014/11363 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7390
KARAR NO : 2014/11363
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ : Eskişehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 18/07/2013
NUMARASI : 2012/630-2013/405

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, davalıdan aldığı telefonda bir süre sonra arıza olması nedeniyle, sözleşmeden dönme talebiyle telefonu davalıya iade etmesine rağmen, 08.10.2012 tarihinde telefonun tekrar gönderilmiş olduğunu, ancak aslında gönderilen telefonun IMEI numarasının farklı olduğunu, bu telefonun dahi bozuk olduğunu ileri sürerek, davalı tarafından gönderilen kendisine ait olmayan telefonun davalıya iadesine, satım sözleşmesinden dönülmesine, 450,00TL maddi, 2.500,00TL manevi zararın 08.10.2012 tarihinden işleyecek yasal faizleri ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, sözleşmeden dönme amacıyla davalıya teslim ettiği telefonun bir süre sonra geri gönderildiğini ancak gönderilen telefonun kendisine ait olmadığını, IMEI’nin farklı olduğunu, ancak bu telefonun dahi bozuk olduğunu ileri sürerek, sözleşmeden dönmeyi talep etmiş; davalı sözleşmeden dönme koşullarının oluşmadığını savunmuş; mahkemece ise dosyaya kazandırılan bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiştir. Karara dayanak yapılan bilirkişi raporu incelendiğinde, davacının satın aldığı telefonla, üzerinde inceleme yapılan telefonun farklı olduğunun tespitinin yapılmış olmasına rağmen, davacının satın aldığı telefonun elinde olmayışının sorumluluğunun kimde olduğu hususu üzerinde durulmadığı, bilirkişi raporunun dava konusu
uyuşmazlığı aydınlatmaktan uzak, yetersiz olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, mahkemece, konusunda uzman bilirkişiden, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.