Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/727 E. 2014/4461 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/727
KARAR NO : 2014/4461
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

MAHKEMESİ : Manavgat 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/01/2013
NUMARASI : 2011/669-2013/13

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalıya ait 4 sayılı parseli 12.7.2006 tarihinde noterde yapılan düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile 10.000 TL bedel ödeyerek satın aldığı halde taşınmazın tapusunun devredilmediğini, 25.2.2009 tarihinde üçüncü kişiye satıldığını, sözleşmede taşınmazın tapusunun verilmemesi taşınmazın o günkü piyasa değerini aşmamak üzere tazminat vermesinin kararlaştırıldığı halde ödenmediğini bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 10.000 TL nin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 17.12.2012 günlü ıslah dilekçesi ile talebini 99.150 TL ye yükseltmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıya ait taşınmazı noterde düzenlenen 12.7.2006 tarihli düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile satış bedeli 10.000 TL olarak gösterilerek satın aldığı taşınmazın tapusunun kendisine verilmeyerek 25.2.2009 tarihinde üçüncü kişiye satılması nedeniyle taşınmazın rayiç bedelinin ödetilmesini talep etmiştir. Davalı taraf,davacının taşınmazın gerçek değerini ödemediği,satış tarihinde 50-60.000 TL yapan taşınmaz için hiçbir ödeme yapmadığını, bu yüzden taşınmazın rayiç değerini talep edemeyeceğini savunmuştur. Mahkemece, davacının satış tarihinde taşınmazın rayiç değerini ödediğini ispat edememesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme karşılıklı taahhütleri havi bir sözleşme olup,her iki taraf da edimini zamanında yerine getirmediğinden ve taşınmazın da 3.bir şahsa satışı nedeniyle sözleşmenini ifası imkansız hale geldiğinden, taraflar birbirlerinden aldıklarını iade ile mükelleftir.Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, satış bedeli 10.000 TL olarak gösterilmiş, bedelin nakten ve haricen alındığı yazılıdır.Yine tapu verilmesinden cayma halinde taşınmazın rayiç değerinin ödeneceği yazılıdır. Dosyada alınan bilirkişi raporunda taşınmazın satış tarihi itibarıyla gerçek değeri 39.660 TL olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasındaki satıma konu taşınmaz davalı tarafından üçüncü kişiye satıldığına göre sözleşmenin ifası bu tarih itibarıyla imkansız hale gelmiştir.Kural olarak,davacı sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiği tarih itibarıyla taşınmazın rayiç değerini talep edebilir. İmzası davalı tarafça inkar edilmeyen noterde düzenlenen sözleşmeye göre taşınmazın satış bedeli olarak kabul edilen 10.000 TL nin nakten ve peşinen ödendiği açıkça yazılı olduğuna göre,bu bedelin ödenmediği, bedelin satış bedelinin bir kısmı olduğu ya da satış tarihinde gerçek rayiç değeri olarak başka bir bedelin kararlaştırıldığını aynı kuvvette yazılı delillerle ispatlamak zorundadır. Dosya kapsamına göre,noterde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin aksi davalı tarafça ispatlanamamıştır. Bu durumda davacı, taşınmazın üçüncü kişiye satış tarihindeki değerini davalıdan talep edebilir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın üçüncü kişiye satış tarihi itibarıyla bulunacak gerçek değerinin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 0,90 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 4.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.