Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/7222 E. 2014/6716 K. 11.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7222
KARAR NO : 2014/6716
KARAR TARİHİ : 11.03.2014

MAHKEMESİ : Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2011/22-2013/356

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalı Özel Sivas Anadolu Hastanesinde KBB uzmanı Dr.A. Ba.tarafından ameliyat edildiğini, bir gün sonra tamponların alındığını ve basit bir tampon takıldığını, burnundan su damlamaya başladığını, daha sonra su damlamasının çoğaldığını, başının ağrıdığını, MR çekilip hastaneye yatırıldığını, daha sonra Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesine sevk edildiğini, nöroşirürji bölümüne yatırıldığını, menenjit olma riskinin var olduğunun belirtildiğini, tedavi gördüğünü, daha sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde olduğunu ve kendisine sinüzit olması gerektirecek bir durumun bulunmadığını belirtildiğini, bu olaydan dolayı maddi ve manevi sıkıntıya düştüğünü ileri sürerek 50.000,00-TL manevi ve 10.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davacının davalı doktor aleyhine açtığı tazminat davasında husumet yokluğu sebebiyle, diğer davalı hastahane aleyhine açılan davanın idari yargı görevli olduğundan yargı yolu dava şartı eksikliğinden .usulden reddine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı şirkete ait hastanede diğer davalı doktor tarafından yanlış tedavi edildiğini ileri sürerek tazminat istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, şirket hakkındaki davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle usulden reddine, davalı doktor hakkındaki davanın ise kamu görevlisinin görev sırasında, hizmet araçlarını kullanarak yaptığı eylem ve işlemlerine ilişkin kişisel kusurunun, kasti suç niteliği taşısa bile hizmet kusuru oluşturacağı ve bu nedenle açılacak davaların ancak idare aleyhine açılabileceği gerekçesiyle husumetten reddine karar verilmiştir. Davalı şirket özel hukuk tüzel kişisi olup, davalı doktor da bu şirkete ait hastanede çalışmaktadır. Özel hastane ve onun tarafından istihdam edilen doktorlar ile hasta arasındaki uyuşmazlıkların vekalet sözleşmesine ilişkin hukuksal düzenlemelere göre çözülmesi gerektiği konusunda, öğreti ve Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulaması arasında paralellik bulunmakladır. (Öğreti ve uygulamaya örnek olarak: Prof. Dr. Haluk Tandoğan, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, Cilt: 2,Sevinç Matbaası, Ankara 1977. sayfa: 176 ve devamı; Dairemizin 4.3.1994 gün ve 1994/8557-2138 sayılı kararı ve aynı doğrultudaki birçok başka karar.)
Somut olayda, davacı ile davalı arasında vekil-müvekkil ilişkisi mevcut olup, davadaki talepler vekillerin vekalet görevini ifada özen borcuna aykırı davrandıkları iddiasına dayalı bulunmakla, uyuşmazlığa vekalet hükümleri uygulanmalı ve doğal olarak, uyuşmazlığın da bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir. Taraflar arasında özel hukuk hükümlerine tabi sözleşme ilişkisi kurulmuş olup uyuşmazlık protokol hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Somut olayda idari yargıyı ilgilendiren idari bir işlem ve tasarruf bulunmamaktadır. Öyle olunca uyuşmazlığın adli yargı mahkemelerinde çözümlenmesi gerekir. Mahkemece her iki davalı yönünden işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle görev yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.