Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/7100 E. 2014/6705 K. 11.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7100
KARAR NO : 2014/6705
KARAR TARİHİ : 11.03.2014

MAHKEMESİ : Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2013
NUMARASI : 2013/462-2013/532

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı bankanın Çeşme Şubesinden kullanmış olduğu 70.000,00 TL ve 13.800,00 TL tutarındaki tüketici kredileri nedeniyle 1.000,00 TL ve 250,00 TL kredi tahsis ücreti alındığını, akabinde alınan ödeme planında değişiklik ve yeniden finansman ücreti de dahil olmak üzere toplam 2.892,46 TL tahsil edildiğini ve geri ödenmediğini, Çeşme Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurduğunu, talebinin kabulüne karar verildiğini ve verilen kararın 10/10/2013 tarihinde kesinleştiğini, ancak söz konusu karar ilam niteliğinde olmadığından iş bu davanın açılması gerektiğini belirterek 2.892,46 TL kredi-dosya masrafının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, duruşma açılmaksızın tensip ara kararı ile davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1. Savunma hakkı Anayasanın 36.maddesinde güvence altına alındığı gibi, karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK.nun 27.maddesi hükmüne göre de, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, başka bir anlatımla, davalıya savunma hakkını kullanma olanağı verilmeden hüküm kurulamaz. HMK.’nın 320/1.maddesinde “mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği” belirtilmişse de bunun ancak ön inceleme aşamasında ve “mümkün olan hallerde” olduğu belirtilmek suretiyle yasanın uygulama alanı dar bir çerçeve ile belirlenmiştir. HMK’nın 27.maddesinde belirtildiği üzere davanın taraflarının, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakları mevcut olup, bu hak çerçevesinde tarafların açıklama ve ispat hakkını kullanabilmeleri gerekmektedir. Hukuki dinlenilme hakkının usul hukukundaki bir diğer yansıması ise, HMK madde 297/ 1-c bendinde yer almış olup buna göre, mahkemelerin gerekçeli kararlarında, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin belirtilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Hal böyle olunca, tarafların hukuki dinlenilme hakkı bağlamında ilk derece mahkemesince duruşma yapılması kural olup, mahkemece tarafların iddia ve savunmalarının toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi
2.Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 25.20 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.