Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/7099 E. 2014/18902 K. 13.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7099
KARAR NO : 2014/18902
KARAR TARİHİ : 13.06.2014

MAHKEMESİ : Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2012/617-2013/375

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kaublüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı; davalı ile imzaladığı harici sözleşme ile davalıdan daire satın aldığını ancak dairenin sözleşmede belirtilen sürede kendisine teslim edilmediğini ileri sürerek, teslimin geciktiği her aya ilişkin olmak üzere 500,00 TL rayiç bedel üzerinden yaptığı hesaplama ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, Çorlu 1. İcra Dairesinin 2012/7854 Esas sayılı dosyasında asıl alacak 4.500,00 TL üzerinden takibin devamına, davalının asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil
olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasada tanımlanan şekilde satış sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır.
4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı şirket tarafından davacıya satılan dairenin geç tesliminden kaynaklanan kira kaybı bedelinin tazminine yönelik icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin olup, dava konusu Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya da Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken genel mahkeme sıfatıyla bakılarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 13.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.