Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/707 E. 2014/2126 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/707
KARAR NO : 2014/2126
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

MAHKEMESİ : Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2012
NUMARASI : 2011/230-2012/349

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı banka, davalının da üyesi olduğu Yapı Kooperatifine kullandırılan krediden dolayı davalının üzerine düşen kredi geri ödemelerini yapmadığını belirterek, davalı aleyhine Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2011/2103 esas sayılı dosyasıyla ilamsız takip başlatıldığını, ödeme emrinin usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edildiğini, davalının süresi içinde borcun tamamına itiraz ettiğinden takibin durduğunu, borçlunun itirazında haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, asıl alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalının üyesi olduğu Yapı Kooperatifi arasında 4077 sayılı yasada tanımlanan şekilde tüketici kredisine ilişkin sözleşme ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır.
4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık özünde tüketici kredisi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, görevsizlik kararı verilerek dosyanın tüketici mahkemesine gönderilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle, hükmün BOZULMASINA, 2.bentte belirtilen nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.1.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.