Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/6717 E. 2014/22030 K. 30.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6717
KARAR NO : 2014/22030
KARAR TARİHİ : 30.06.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 19/11/2013
NUMARASI : 2013/282-2013/1198

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı,dava konusu taşınmazı davalı Kiptaş’tan satın aldıktan bir süre sonra taşınmazın tavanından su sızıntıları ve nemlenme olduğunu,bu hususların giderilmesi için davalı taraflara e-maille bildirim yaptığını,bunun üzerine davalı Kiptaş tarafından sorunun çözümüne katkısı olmayan daire içinde boya işlemleri yapıldığını,mahkemece yaptırdığı tespit sonucu sorunun terastaki su tecridinin usulüne uygun yapılmamasından kaynaklandığının tespit edildiğini ileri sürerek;su tecridine ilişkin tamir bedeli olan 6.195 TL ile bu ayıp nedeniyle daire içindeki oluşan hasar bedeli 2.625 TL olmak üzere toplam 8.820 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kiptaş savunmasında,dava konusu ayıbın teslimden itibaren 30 günlük ihbar süresinde yapılmadığını,tespit bilirkişi raporunun terasın kitli olması nedeniyle sızıntının olduğu alan incelenmeden hazırlandığını,kendilerine tespit bilirkişi raporunun tebliği üzerine dava konusu dairede inceleme yapma taleplerinin davacı tarafından kabul edilmediğini ,bunun üzerine çatıdaki sorunun giderildiğini ve davanın konusuz kaldığını savunmuştur.
Davalı, ….Ltd.Şti. savunmasında,kendilerine yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığını, 2011 yılı nisan ayında tespit edilen ayıplardan dolayı 2 yıl sonra kendilerine dava açılarak hak talep etmenin mümkün olmadığını savunmuştur.
Mahkemece davacının ayıp ihbarını süresinde yapmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava,davalılar tarafından inşa edilerek davacıya satılan taşınmazın ayıplı olması nedeniyle,taşınmazda ayıptan kaynaklanan nedenlerle meydana gelen hasar tamirat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı taraflar savunmalarında dava konusu ayıbın süresinde kendilerine ihbar edilmediğini iddia etmişlerdir. Dava konusu taşınmaz davacıya 17.10.2009 tarihli teslim tutanağı ile teslim edilmiş olup,teslim tutanağında dava konusu ayıba ilişkin herhangi bir şerh ve açıklamanın olmadığı anlaşılmaktadır.
4077 sayılı Kanunun 4.maddesinin 2.fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, Borçlar Kanunu’nun bu konudaki 198. maddesi uygulanacaktır. Borçlar Kanununun 198. maddesine göre alıcı, teslim aldığı malı örf ve âdete göre, imkân hâsıl olur olmaz muayene etmek ve satıcının tekeffülü altında olan bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp mevcut olup da, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa bu durumu da derhal satıcıya ihbar etmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. BK’nun 198. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz.
Somut uyuşmazlığa konu olaya ilişkin olarak,davacı tarafından davalıya gönderilen 07.05.2012 tarihli ihtarnamede dava konusu dairede 2010 yılı aralık ayından itibaren tavanlarda nemlenme ve dökülmeler oluşmaya başladığının belirtildiği,davacının bu açıklamalarına göre dava konusu ayıbın 2010 yılı aralık ayında ortaya çıktığının davacı tarafından öğrenildiği anlaşılmaktadır. Davacının bu ayıbı 2010 yılı aralık ayında öğrenmesine rağmen davalı Kiptaş’a 11.04.2011 tarihinde e-mail yoluyla bildirdiği,ayıbın davacı tarafından öğrenilme tarihi ile davalı Kiptaş’a yapılan ihbar tarihi itibariyle geçen süre dikkate alındığında yasal 2014/6717-22030
süre içinde ayıp ihbarının yapılmadığı anlaşılmakta ise de,davalı Kiptaş tarafından ayıbın süresinde yapılmadığına ilişkin herhangi bir itiraz ileri sürülmeden ayıbın tamirinin üstlenilerek bu yönde çalışmalar yapıldığının davacıya 06.07.2011-03.04.2012 ve 24.05.2012 tarihli e-mail yazışmalarında bildirildiği,ayrıca davalının mahkemeye verdiği savunmasında da bu hususu teyit ederek çatıda gerekli tamiratın yapıldığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. Davalı Kiptaş tarafından ayıbın giderilmesine dönük sorumluluk kabul edildiği ve bu yönde bir kısım çalışmaların yapıldığı gözetildiğinde davalı Kiptaş tarafından ayıp ihbarının süresinde yapılmadığına ilişkin savunmasına itibar edilmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca mahkemece ayıba ilişkin sorumluluğun davalı tarafından benimsendiği gözetilerek yapılacak yargılama sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir:
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.