Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/6669 E. 2014/7533 K. 17.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6669
KARAR NO : 2014/7533
KARAR TARİHİ : 17.03.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 14/11/2013
NUMARASI : 2013/306-2013/1170

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı, davalı bankadan kullandığı kredi nedeni ile kendisinden haksız olarak tahsil edilen 2.202,00 TL’nin iadesi amacıyla davalı banka hakkında ilamsız icra takibi yaptığını ancak davalının icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, İİK’nun 50. maddesi gereğince yetkili icra dairesinde icra takibi yapılmadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının davalı bankadan kullandığı konut kredisi nedeniyle haksız olarak tahsil edildiğini iddia ettiği dosya masrafı sebebiyle davalı aleyhine Bakırköy 17. İcra Müdürlüğünün 2013/51 Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiği,davalının 17.01.2013 tarihinde İcra Dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği,davalının itirazı üzerine takibin durduğu ve eldeki bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, davalının ikametgahının İstanbul icra dairesi ve mahkemelerinin yetkisi içinde kaldığı ve İİK.’nun 50. maddesine göre de yetkili mahkemelerin İstanbul icra dairesi ve mahkemelerinin olduğu gerekçesiyle yetkili icra dairesinde icra takibi yapılmadığından açılan davanın reddine karar verilmiş ise de; HMK.’ nun 6. maddesinde davalının yerleşim yeri mahkemesi genel yetkili mahkeme olarak belirlenmiş, 4077 sayılı yasanın 23/3. madde vefıkrasına göre de, tüketici davalarının tüketicinin ikametgahı mahkemesinde de açılabileceği özel yetkiye ilişkin düzenleme ile belirtilmiştir. Öte yandan, HMK’ nun 14/1. maddesinde bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu düzenlenmiştir. Tarafların, sözleşmede yetkili mahkemeyi kararlaştırmış olmaları, HMK.’ nun 6. maddesi uyarınca genel yetkili olan mahkemenin ve 4077 sayılı yasanın 23. maddesindeki ve HMK.’nın 14/1. maddesindeki özel yetkili mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede ya da yetki sözleşmesi ile yetkili kılınan mahkemede açılabilir. İ.İ.K.’nun 50.maddesine göre, HMK.’nın yetkiye dair hükümleri para borcuna dair takiplerde kıyas yolu ile uygulanacağından, davacı, yetkili icra dairesi yönünden seçimlik hakkını 4077 sayılı yasanın 23/3. maddesi ve HMK’ nun 14/1. maddesi gereğince ikametgahı ve şubenin bulunduğu yer icra dairesi yönünde kullanmıştır. O halde mahkemece, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yetkili icra dairesinde icra takibi yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 17.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.