Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/6444 E. 2014/18664 K. 10.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6444
KARAR NO : 2014/18664
KARAR TARİHİ : 10.06.2014

MAHKEMESİ : Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2012
NUMARASI : 2011/534-2012/539

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat … ile davalı vekili avukat .. gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, Milas 1. İcra Müdürülüğünün 2007/2439 esas sayılı dosyasında davalı Şirin tarafından aleyhine icra takibi yapıldığını, takibe dayanak senedin davalı Adil’e aralarında düzenledikleri 16.03.2005 tarihli sözleşmeye istinaden, kooperatifteki payına düşen dairenin satışı için teminat olarak boş senet şeklinde tarafından düzenlenerek verildiğini, senedin üzerinde teminat senedi olduğunun açıkça yazılı olduğunu, kooperatifin inşaatı bitirip daireyi teslim etmemesi nedeniyle devrin yapılmadığını, teminat amacıyla düzenlenen ve üzerinde malen kaydı bulunan senedin açıklanan nedenle karşılıksız kaldığını, senedin davalı Adil tarafından muvazaalı olarak davalı Şirin’e ciro edildiğini, davalı Şirin’le arasında hukuki ilişki olmadığını ve borcunun bulunmadığını ileri sürerek takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile haksız yapılan icra takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davacının borcu nedeniyle senet düzenleyerek davalı Adil’e verdiğini, sözleşmedeki riskin gerçekleşmesi nedeniyle riski teminat altına alan senedin artık kambiyo hukukunun konusu olduğunu, davalıların aralarındaki ticari ilişki nedeniyle senedin davalı Şirin’e ciro edildiğini, sebepsiz zenginleşme nedeniyle 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, davanın zamanaşımı nedeniyle veya esastan reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
Mahkemece, Adil aleyhine açılan davanın zamanaşımı nedeniyle, davalı Şirin aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı takibe dayanak senedin kooperatif tarafından kendisine verilecek dairenin satışına ilişkin olarak 16.03.2005 tarihli sözleşmeye istinaden teminat senedi olarak verildiğini iddia edip temel ilişkiye girmek suretiyle 16.03.2005 tarihli 65.000.00 TL tutarındaki senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Mahkemece, davacının dayandığı hukuki sebep, aradaki sözleşme ilişkisinin varlığı ve bedelsizlik yani sebepsiz zenginleşme olduğu ve 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, ayrıca kambiyo senedinin temel borç ilişkisinden mücerret olması nedeniyle davalı Şirin’e husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davalı Adil yönünden zamanaşımı nedeniyle ve davalı Şirin yönünden husumet nedeniyle reddine karara verilmiştir. Oysa ki davacı 16.03.2005 tarihli sözleşmeye ve bu sözleşmeye bağlı olarak teminat senedi olarak düzenlenen senede dayanarak dava açmış olup taraflar arasında sözleşme ilişkisinin olduğu anlaşılmakla B.K 125.maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğunun kabulü gerekir. Sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine bağlı olarak 1 yıllık zaman aşımı süresinin uygulanacağının kabulü mümkün değildir. Ayrıca davacı, takibe konulan senedin sözleşmenin eki mahiyetinde ve teminat senedi olarak düzenlendiğini beyan ettiğine ve senet üzerinde “ekdeki sözleşmenin teminatıdır” yazılı olduğuna göre davalı Şirin’e husumet yöneltilmesi mümkündür. Hal böyle olunca; mahkemece, sözleşme ilişkisi nedeniyle B.K 125.maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşamı süresinin uygulanması gerektiği ve her iki davalıya husumet yöneltilebileceği gözetilerek işin esasa girilmek suretiyle taraf delilleri toplanıp hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken davanın hem zamanaşımı hem de husumetten reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 21.15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.