Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/5658 E. 2014/9592 K. 31.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5658
KARAR NO : 2014/9592
KARAR TARİHİ : 31.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 11. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2013
NUMARASI : 2013/4-2013/1561

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı; davalı bankadan konut kredisi kullandığını, dosya masrafı ve yapılandırma adı altında kendisinden toplam 4.387 TL alındığını belirterek alınan bedelin avans faizi ile iadesini istemiş, yargılama esnasında talep sonucunu 8.211.75 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 4.387,00 TL’nin dava tarihinden itibaren, 3.824,75 TL’nin ise ıslah tarihi olan 13/12/2013 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dairemizin yerleşik içtihatlarında da vurgulandığı üzere, bankaların kredi borçlusuna hayat sigortası yaptırmasındaki asıl amacının, kredi borcunu teminat altına almak olduğu ve hayat sigortası nedeni ile kredi borçlusunun belli bir prim ödeme borcu altına girdiği anlaşılmakla birlikte, hayat sigortası kapsamına alınmasında kredi borçlusu tüketicilerin de bir menfaatinin olduğu açıktır. Hal böyle olunca, sözleşme kapsamında tahsil edilen sigorta primlerine ilişkin kayıtların haksız şart niteliğinde olduğunun kabulüne ise olanak bulunmamaktadır.
2014/5658-9592
Yine 4077 sayılı kanunun 10/B maddesinde, “Tüketici, konut finansmanı kuruluşuna borçlandığı toplam miktarı önceden ödeyebileceği gibi aynı zamanda bir ya da birden çok ödemeyi vadesinden önce yapabilir. Faiz oranının sabit olarak belirlenmesi halinde, sözleşmede yer verilmek suretiyle, bir ya da birden fazla ödemenin vadesinden önce yapılması durumunda konut finansmanı kuruluşu tarafından tüketiciden erken ödeme ücreti talep edilebilir. Erken ödeme ücreti gerekli faiz indirimi yapılarak hesaplanan ve tüketici tarafından konut finansmanı kuruluşuna erken ödenen tutarın yüzde ikisini geçemez. Oranların değişken olarak belirlenmesi halinde tüketiciden erken ödeme ücreti talep edilemez” hükmü yer almaktadır. Buna göre taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin faiz türüne göre, davacıdan kredi borcunun erken kapatılması halinde erken kapama ücretinin tahsilinde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, mahkemece davacının sigorta prim bedeli ile erken kapatma bedelinin iadesi noktasındaki talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, BOZMA nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte belirtilen nedenle davalının 2.bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte belirtilen nedenle, davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 31.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.