Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/5622 E. 2014/32621 K. 22.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5622
KARAR NO : 2014/32621
KARAR TARİHİ : 22.10.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2013
NUMARASI : 2012/68-2013/1450

Taraflar arasındaki tüketiciyi koruma kanunundan kaynaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR
Davacı,davalının inşa ettiği “Story Residence “ isimli siteden A blok 8.kat 35 numaralı daireyi 13.06.2008 tarihinde resmi olarak satın aldığını,satışa konu daire ile ilgili düzenlenen broşür ve tanıtım belgelerinde davalı satıcı firma tarafından sitede iki katlı kapalı otopark yapılacağı ve her daireye özel otopark alanı olacağı taahüdünde bulunulduğunu ,konutuna taşındıktan sonra araçlarını park edecek otoparkın bulunmadığını ,araçlarını site dışına park ettiğini ,Büyükçekmece 3.Sulh Hukuk mahkemesinin 2011/8 Değişik iş sayılı dosyasında 4.2.2011 tarihinde tespit raporu aldırdığını,satışın ayıplı olduğunu ileri sürerek otopark sayısının satış broşüründe belirtildiği şekilde daire sayısı kadar belirlenerek tapuya tesciline ,mümkün olmadığı takdirde konutun değer kaybettiğini, bedel tenzili yapılarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL tazminatın dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı, davasını 30/1/2013 tarihinde 24000-TL yönünden ıslah etmiştir.
Davalı, herhangi bir ayıp ve eksik ifanın söz konusu olmadığını, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, teslimden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 10.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren, 14000 TL nin ıslah tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, satış esnasında sunulan katalog , proje ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı açıklanarak,satış broşüründe “otoparkta her daireye özel otopark alanı “ ayrılacağı açıklamasına rağmen yapılan keşif sonucu davacıya herhangi bir araç park alanı tahsis edilmemiş olduğu,sitenin kapalı otoparkında davacının dairesine ayrılmış araç park yeri bulunmaması nedeniyle satış bedelinden indirim yapılarak bulunan bedelin değer düşüklüğü olarak davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Uyuşmazlık; dava konusu olayda “ayıplı ifa” mı, yoksa “eksik ifa”nın mı söz konusu olduğu; burada varılacak sonuca göre satıcının sorumluluğuna gidilebilecek ihbar ve zaman aşımı süreleri ile talep hakkının kapsamının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Davacı tüketici olduğuna göre, tüketici hukuku ile ilgili Ayıba ilişkin düzenleme, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinde yer almaktadır.
Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır.
Ayıp kavramı ile eksik iş ise birbirinden farklıdır.
Ayıp; yasa yada sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği yada olmaması gereken vasıfların olmasıdır.
Eksik iş ise; sözleşme konusu işlerin yapılmaması yani hiç yapılmayan iştir.
Eksik ifa ise, kanunlarımızda tanımı yapılmamakla birlikte, 4077 sayılı Kanun’un 4 maddesinde sayılan ayıp kavramı içerisinde mütalaa olunmaktadır.
Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir.
Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Davacının 13.06.2008 tarihinde satın aldığı dairenin 13.06.2008 tarihinde fiilen teslim edildiği, davacının satın aldığı bu taşınmazla ilgili ayıp ihbarını, dava tarihinden önce davalıya bildirdiğine ilişkin bir delil bulunmadığı ve sonrasında 13.03.2012 tarihinde açtığı eldeki dava ile de, taahhüt edilen otoparkın bulunmadığı gerekçesi ile bu ayıp nedeniyle satın aldığı taşınmazda meydana gelen ekonomik eksikliğin tazminini istemiştir.
Davacının dava dilekçesinde tanımladığı bu durumun satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp olduğu, davalıların bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadıkları, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur.
Davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı da anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, 4.madde de konut satışlarında zaman aşımı süresi beş yıl olarak öngörülmüş ise de, konutu satın alan davacı, açık ayıp halinde, malı teslim aldığı tarihten itibaren otuz gün içerisinde satıcı veya malike ayıp ihbarında bulunur ise, bu durumda malı teslim aldığı tarihten itibaren beş yıl içerisinde 4077 sayılı Kanun’a dayanarak dava açabilecektir.
Hal böyle olunca, davacının satın aldığı daireye özel otopark alanı tahsisinin yapılmamış olmasına yönelik ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 22.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.