Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/531 E. 2014/1007 K. 20.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/531
KARAR NO : 2014/1007
KARAR TARİHİ : 20.01.2014

MAHKEMESİ : Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 27/05/2013
NUMARASI : 2013/335-2013/531

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, TC Ziraat Bankası Tarsus Şubesi’nden sabit faizli konut finansman kredisi kullandığını, kredi kullandırım esnasında 1200,00 TL kullandırım komisyonu ve dosya masrafı tahsil edildiğini, 18/09/2009 tarihinde ilgili bankaya başvurduğunu ve kredisin yapılandırdığını, bu yapılandırma işlemi sırasında bankanın 1782,30 TL komisyon ve dosya masrafı adı altında haksız kesinti yaptığını, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığına müracaat ettiğini, hakem heyetince banka tarafından kesilen 3.482,30 TL nin tahsil tarihi olan 27/05/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kendisine ödenmesine karar verildiğini ileri sürerek kendisinden haksız olarak kesilen 2.982,30 TL kullandırım ücretinin ve yapılandırma komisyonu adı altında yapılan haksız ve yasaya aykırı kesintinin kesinti tarihlerinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dosya üzerinden karar verilerek davanın kabulüne karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1.Savunma hakkı Anayasanın 36.maddesinde güvence altına alındığı gibi, karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK.nun 27.maddesi hükmüne göre de, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, başka bir anlatımla, davalıya savunma hakkını kullanma olanağı verilmeden hüküm kurulamaz. HMK.’nın 320/1.maddesinde 2014/531-1007
“mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği” belirtilmişse de bunun ancak ön inceleme aşamasında ve “mümkün olan hallerde” olduğu belirtilmek suretiyle yasanın uygulama alanı dar bir çerçeve ile belirlenmiştir. HMK’nın 27.maddesinde belirtildiği üzere davanın taraflarının, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakları mevcut olup, bu hak çerçevesinde tarafların açıklama ve ispat hakkını kullanabilmeleri gerekmektedir. Hukuki dinlenilme hakkının usul hukukundaki bir diğer yansıması ise, HMK madde 297/ 1-c bendinde yer almış olup buna göre, mahkemelerin gerekçeli kararlarında, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin belirtilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Hal böyle olunca, tarafların hukuki dinlenilme hakkı bağlamında ilk derece mahkemesince duruşma yapılması kural olup, mahkemece tarafların iddia ve savunmalarının toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya üzerinde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirir.
2.Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenle, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.