Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/524 E. 2014/13208 K. 24.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/524
KARAR NO : 2014/13208
KARAR TARİHİ : 24.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 5. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2013
NUMARASI : 2012/853-2013/404

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, taraflar arasındaki sözleşme ile davalıdan satın alınan taşınmazın 30.10.2008 günü teslimi gerekirken süresinde teslim edilmediğini, 24.9.2011 tarihinde taşınmazını başkasına sattığını, 5.6.2009 tarihinde davalıya gönderdiği ihtarnameye rağmen taşınmazın zamanında teslim edilmediğini, ihtarname tarihinde taşınmazın 3. şahsa satıldığı tarih olan 24.9.2011 tarihine kadar işlemiş olan 21.775 TL kira tazminatının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir .
Uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan gayrimenkul satım sözleşmesi gereği davacının davalıdan bedelini ödeyerek satın aldığı taşınmazın sözleşme ile belirtilen tarihte tesliminin yapılmaması nedeniyle davacı tarafından davalıdan talep edilen kira alacağı istemine yöneliktir. Mahkemece, taşınmazın davacı tarafından başkasına devredilmesi nedeniyle geç teslimi gerekçe gösterip sözleşme uyarınca zararının giderilmesinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Genel olarak borç ilişkisi kimler arasında meydana gelmişse, alacaklılık ve borçluluk sıfatları da bu kişilere ait olup, bunun doğal sonucu olarak, borçlu kime karşı ifa yükümü altına girmişse, alacak hakkı da o kişiye aittir. Bununla beraber alacaklının, alacağını üçüncü bir kişiye devretmesi mümkün olup, “alacağın temliki”, alacağı devreden alacaklı ile devralan kişi (yeni alacaklı)
arasında yapılacak yazılı bir sözleşme ile meydana gelir. Alacağın temlikinde alacaklı, halen sahip olduğu bir hakkını devredebileceği gibi, henüz mevcut olmayan, müstakbel bir alacağını da devredebilir. Temlik edenin, temlik anında sahip olduğu bir hakkını devrettiği durumlarda, yapılan bu tasarruf işlemi ile alacaklı, malvarlığının aktifindeki mevcut haklarda, başkası lehine bir azalmayı kabul etmektedir. Böylece, temlik akdi yapılır yapılmaz alacak, alacağa bağlı olan bütün imtiyazlar ve fer’i haklarla bereber devralana geçmektedir. (Borçlar Kanununun 168/1. maddesiyle 6098 Sayılı Borçlar kanunun 189 maddesiyle) Bu nedenle gerek işleyip de eski alacaklı tarafından tahsil edilmemiş, gerekse işlemekte olan tüm fer’i hak ve alacaklar yeni alacaklıya ait olmaktadır. Nitekim, temlik eden kişinin, temlikle birlikte borçlu ile hukuki ilişkisi kesildiğinden, alacağın tahsilinin dava ve talep hakkının da, onun maliki durumuna geçmiş olan, temellük edene geçmesi, alacağın temlikinin doğal bir sonucudur. Kural olarak alacağın temlikinde borçlunun hukuki durumunda herhangi bir değişiklik olmamakta, sadece muhatap olacağı kişi (alacaklı) değişmektedir. Borçlar Kanununun 167/1. maddesinde de, borçlunun temlik edene karşı haiz olduğu def’ileri, temellük edene karşı da ileri sürebileceği belirtilmekle alacağın, temlik sırasındaki durumu ile yeni alacaklıya geçeceği ifade edilmektedir. Ne var ki dosya kapsamından, davacının davalıdan sözleşme gereğince doğmuş veya doğacak haklarını gayrimenkulün satımı ile birlikte 3. şahsa temlik ettiğine dair bilgi ya da belgeye rastlanmadığından, taşınmazın 3. şahsa satıldığı tarihe kadar doğmuş kira tazminatının istenebileceği nazara alınarak işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 24.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.