Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/4932 E. 2014/33096 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4932
KARAR NO : 2014/33096
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

MAHKEMESİ : Karabük 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2011/495-2013/264

Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR

Davacı, eczacı olduğunu, imzalanan 2009 yılı protokolü gereğince ilaç temin ettiğini, yapılan denetim sonucunda sözleşmenin 6.3.7 maddesine aykırı davranıldığı gerekçesi ile protokolün 6 ay süre ile feshedildiğini ve cezai işlem uygulandığını fakat yapılan tüm işlemlerin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek haksız feshin ve cezai işlemin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının 2012 yılı protokolü gereğince başvuruda bulunması nedeniyle yapılan işlemlerin sona erdiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne ve işlemlerin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, taraflar arasında ilaç temini konusunda imzalanan protokolün 6.3.7 maddesini ihlal edildiği gerekçesiyle uygulanan fesih ve cezai işlemin haksız olduğu iddiasıyla eldeki davayı açmış olup davalı yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğunu savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasında akdedilen 2012 yılı protokolünün 5.maddesi uyarınca önceki protokollere aykırılık nedeniyle uygulanan işlemlerin sona erdiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, işlemlerin iptaline ve yargılama giderlerinin tahsiline karar verilmiştir. 2012 yılı protokolünün 6.11. Ve 6.12. maddelerinde önceki yıllara ait protokoller nedeniyle uygulanan fesih ve ceza işlemleri için kurumdan yazılı olarak talep edilmesi halinde protokolün 5. ve 6.maddelerini uygulanacağı düzenlenmiştir. Protokolün ilgili maddelerine göre önceki yıllara ait sözleşmeler gereğince tesis edilen işlemler kurumdan yazılı olarak talep edilmesi halinde kendiliğinden ortadan kalkacak olup iptali için ayrıca mahkeme kararına gerek görülmemiştir. Somut olayda, davacının 2009 protokolü nedeniyle uygulanan işlemler nedeniyle 2012 yılı protokolünün uygulanmasını yazılı olarak davalıdan talep ettiği sabit olup dava konusu olan her iki işlem için 2012 yılı protokolünün uygulanacağı taraflarında kabulündedir. Yeni protokol hükümleri gereğince az yukarıda açıklanan işlemler yapılmakla dava konusuz kalmıştır. Bu nedenlerle mahkemenin HMK’nu greeğince “dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” dair hüküm tesis etmesi gerekir. Yine davanın konusuz kalması nedeniyle davacının dava açmakta haklı olup olmadığı araştırılarak haklılık durumuna göre yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Hal böyle olunca; mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve haklılık durumu araştırılarak yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken yanlış değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.