Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/4830 E. 2014/18516 K. 10.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4830
KARAR NO : 2014/18516
KARAR TARİHİ : 10.06.2014

MAHKEMESİ : Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/07/2013
NUMARASI : 2011/1986-2013/839

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı moda evine 27/03/2011 tarihinde gelinlik modeli sipariş edildiğini, davalı tarafından dikilen gelinliğin ölçülerinin beden ölçülerine uymadığını, gelinliğin üst kısmında farklı kumaş ve astar kullanıldığını, belirlenen modelle sonuçta ortaya çıkan modelin tamamen farklı olduğunu, gelinliği giymesinin mümkün olmadığını, bunun üzerine 09/05/2011 tarihli ihtarnamenin gönderilerek ayıplı malın teslim alınarak bedelinin iadesinin talep edildiğini, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle büyük bir sıkıntıya girdiğini ifade ederek 1.000,00 TL manevi tazminat ile 1.250,00 TL gelinlik bedelinin davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, somut olayda eser sözleşmesinden ziyade hizmet sözleşmesinin mevcut olduğu ve uyuşmazlığın 4077 sayılı yasanın 3/d maddesi kapsamında hizmet olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/e maddesinde tüketici, “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Bir başka deyişle yasa kapsamına, dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri olağan tüketim işleri alınmıştır. Aksi bir yorumun kabulü, üst düzey teknoloji ile gerçekleştirilen eser sözleşmesi ilişkilerinin dahi 4077 sayılı yasa kapsamında kalmasını ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıklara da Tüketici Mahkemelerinde bakılmasını gerektirir ki, bunun yasanın amacına aykırı olduğu açıktır. Buna göre eser sözleşmesinden doğan ilişkilere de 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355. maddesinde (6098 sayılı TBK.nun 470.maddesi) eser sözleşmesi, “İstisna, bir akiddir ki onunla bir taraf (müteahhit), diğer tarafın (iş sahibi) vermeyi taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
Somut olaya gelince; davacı (iş sahibi) ile davalı (müteahhit) bir semen mukabilinde davacının üzerine uyan ve sözleşmede kararlaştırılan özelliklerde bir gelinlik dikilmesi konusunda anlaşmışlardır. Olayın bu özelliğine göre, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yukarıda tanımı yapılan eser sözleşmesi niteliğinde olduğu belirgindir. Bu durumda davada genel mahkemenin görevli olması nedeniyle mahkemece işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, peşin alınan 24,30 TL harcın istek halinde iadesine, 10.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.