Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/4821 E. 2014/15192 K. 12.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4821
KARAR NO : 2014/15192
KARAR TARİHİ : 12.05.2014

ESAS NO : 2014/4821
KARAR NO : 2014/15192

B.. S.. vekili avukat M. M. ile T.. B.. aralarındaki dava hakkında Tokat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 6.3.2013 tarih ve 2012/360 2013/37 sayılı hükmün Dairenin 23.10.2013 tarih ve 2013/16034-25855 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.

KARAR
Davacı, futbolcu olduğunu, davalı kulüpten alacağı nedeniyle 12.000 TL bedelli senedi takibe koyduğunu, takibin kesinlemesine karşın herhangi bir tahsilat yapamadığını, Futbol Federasyonunun Transfer Talimatnamesinin 12. maddesi uyarınca, kulüplerin yenitransfer ettiği futbolcuların lisanslarının çıkartılabilmesi ve kulüplerde oynayabilmeleri için tüm borçlarını ödemek zorunda olduklarını, aksi halde transfer yasağı bulunduğunu, ancak, transfer yasağının değerlendirilebilmesi için de kesinleşmiş mahkeme kararının zorunlu bulunduğunu, bu nedenlerle senet bedeli olan 12.000 TL’nin vade tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dilemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiş,karar onanmış, davacı bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Davacı, davalı kulüpten olan alacağı nedeniyle kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe geçtiğini, ancak, tahsilat yapılamadığını, alacağının futbol oyuncusu olması nedeniyle davalı kulüple yaptığı sözleşmeden kaynaklandığını, Futbol Federasyonun transfer talimatnamesinin 12. maddesi uyarınca, kulüplerin yeni transfer ettiği futbolcuların lisanslarının çıkartılabilmesi ve maçlarda oyanayabilmeleri için borçlarının ödenmesi gerektiğini, ancak bu halde transfer yapabileceklerini, bunun içinde mahkeme ilamına gerek bulunduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, Davacı’nın Tokat 1. İcra Müdürlüğü’nün 2012/4800 sayılı takip dosyası ile 15.7.2012 vadeli senet için icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibe itiraz edilmemesi nedeni ile takibin kesinleştiği ve yine ön inceleme duruşmasında kabul edilen ibranamede de davacının 20.7.2012 vade tarihli bono dışındaki diğer tüm alacakları bakımından davalıyı ibra ettiğini, sözü edilen alacak nedeniyle davacının alacağını takipe koyduğunu, bu nedenle takibin de kesinleşmiş bulunması karşısında haciz isteme yetkisinin bulunduğu gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Hukuki yarar dava şartı olup, .1.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.nun 114. maddesinde, ” 1-(h) bendinde de davacının dava açmakta hukuki yararı bulunması dava şartı olarak belirlenmiştir. HMK.nun 115. maddesinde ise, Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkemece, dava şartı noksanlığının tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” düzenlemesi bulunmaktadır.Öte yandan Davacının, bir davayı açmakta hukuki yararı(menfaati) bulunmalıdır.Buna,hukuki korunma (himaye) ihtiyacı da denir.Yani, davacının mahkemeden hukuki korunma (himaye) istemesinde korunmaya değer bir yararı olmalıdır. Davacının dava hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli değildir. Bundan başka davacının dava açmakta hukuki bir yararının da bulunması gerekmektedir. Dava açma hakkı hukuki yarar ile sınırlıdır. Hukuki yarar HMK ile düzenlenmiş olup, Yargıtay’ın HMUK.nun yürürlükte bulunduğu dönemlerde de hukuki yararın dava şartı olduğu benimsenmiş ve bu yönde kararlar yerleşmiştir. (HGK.nun 10.1.1968 tarih ve 8/1083-3 sayılı kararı) (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu II. Cilt sh. 1363-1364) Diğer yandan Davacının dava açmaktaki hukuki yararının, korunmaya değer bir yarar olması gerekir. Dava edilen alacak miktarının çok az olması halinde de, davacının dava açmakta korunmaya değer bir hukuki yararı (kural olarak) vardır. Ayrıca hukuki yarar dava açıldığı anda var olmalıdır. Ilerideki bir yarar için dava açılamaz. Eda davalarında da, hukuki yararın varlığı asıldır. (age. Sh 1365-1368)
Öte yandan, Davacı’nın alacağının transfer sözleşmesinden kaynaklandığı ve ödenmeyen alacağına ilişkin olduğu, alacağın da senede bağlandığı ve davacının bu senet için takibe geçtiği, takibin kesinleştiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı taraf, takibin kesinleşmediğinden sözetmemektedir. Ayrıca alacağın niteliğinin de genel mahkemelerin görevine girdiği anlaşılmaktadır. Futbol Federasyonunca yayımlanan Profesyonel FutbolcularınStatüsü ve Transfer Talimatnamesinin 12. maddesinde; “(1) Kulüplerin transfer ettikleri futbolcuların sözleşmelerinin tescilini talep ederken, TFF’ye, kulüplere,futbolculara, teknik adamlara, sağlık personeline,lisanslı futbolcu temsilcilerine ve lisanslı müsabaka organizatörlerine TFF Yönetim Kurulu ile diğer kurularının ve mahkemelerin verdiği kesinleşmiş kararlarından kaynaklanan borçlarının ödendiğine veya alacaklılar tarafından transfere muvafakat edildiğine dair belgeyi ibraz etmeleri zorunludur (2) TFF’ye kulüplere ve futbolcu temsilcilerine kesinleşmiş borcu olan futbolcuların, vize işlemleri ya da yeni bir sözleşme imzalamaları halinde sözleşmelerinin tescili için borçlarını ödemiş olmaları ya da alacaklıların yazılı muvafakatları şarttır.(3) Para alacağına ilişkin kesinleşmiş kararların transfer yasağı sonucunu doğrubilmesi için alacakların TFF’ye bu yönde bir yazılı talepte bulunması şarttır. (4) Transfer yasağına maruz kalan borçlular, alacaklılarının para alacaklarına ilişkin kesinleşmiş kararları, cebri icra organları nezdinde takip etme yoluna gittiklerini bu durumu teyit eden resmi belgeleri ile birlikte TFF’ye yazılı olarak bildirdikleri taktirde bu alacaklar transfer 2014/4821-15192
yasağına neden olmaz ve alacağa ilişkin karar TFF tarafından infaz edilmez. Alacaklıların icra takibinden feragat etmeleri de bu sonucu değiştirmez” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, Kulüplerin yeni transfer ettikleri futbolcuların tescilini talep edebilmeleri için muhtelif borçların ödendiğine veya alacaklılar tarafından transfere muvafakat edildiğine dair belgeyi ibraz etmeleri ve para alacağına ilişkin kararların transfer yasağı sonucu doğurabilmesi için alacaklıların TFF’ye bu yönde bir yazılı talepte bulunmaları şartı zorunluluğu getirilmiştir. Bu düzenlemeyle kulüplerin mali durumlarının kontrol altında tutulması amaçlanmış ve borçların ödenmeden yeni transfer yapılmaması benimsenmiştir. Ancak transfer yasağının konulabilmesi için de mahkeme kararı öngörülmüştür.
Somut olaya dönülecek olursa, Davacı her ne kadar alacağının kambiyo yoluyla takip etmek için icra takibine girişmişse de, bu yönde bir tahsilat yapılamadığı için eldeki bu davayı açmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacının transfer yasağını sağlamak amacıyla mahkeme ilamı almasında hukuki yararı bulunmaktadır. Zira alacağı bu ilam ile transfer yasağı konulmasını sağlayacak ve kulüp transfer yasağını kaldırabilmek için de varsa borcu ödeyecektir. Öyle olunca mahkemece davacının hukuki yararının bulunduğu kabul edilmeli ve esasa girilip değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde ve hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi hatalı olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından Dairemizin onama kararının kaldırılarak kararın bozulması gerekir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, Davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 23.10.2013 gün ve 16034-25855 sayılı kararının kaldırılarak Mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 12.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.