Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/4806 E. 2014/10014 K. 02.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4806
KARAR NO : 2014/10014
KARAR TARİHİ : 02.04.2014

MAHKEMESİ : Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/11/2012
NUMARASI : 2011/1798-2012/1552

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı tarafından aleyhine icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin muhtara tebliğ edilmesi nedeni ile takibin kesinleştiğini, takibe dayanak olarak gösterilen 6.11.2010 tarihli fatura içeriğine göre, fatura konusu malların dava dışı abisi tarafından kendilerine düğün hediyesi olarak alındığını ve karşılığında abisinin davalıya senetler verdiğini, bu senetlerle ilgili davalının abisi Yasin aleyhine icra takibi yapmasına rağmen aynı mallar için aleyhine takibe geçilmesinin mükerrer tahsilata yol açacağını, davalıdan mal satın almadığını ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
l-4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi mallan, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 Sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacı (alıcı) ile davalı (satıcı), arasında mal satışından kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunduğu ve taraflar arasındaki ilişkinin 4077 Sayılı Yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
2- Bozma nedenine göre davacı ve davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın (1) nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, (2) nolu bentte gösterilen nedenle davacı ve davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.