Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/4679 E. 2014/18747 K. 11.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4679
KARAR NO : 2014/18747
KARAR TARİHİ : 11.06.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2013
NUMARASI : 2013/1976-2013/1131

Taraflar arasındaki bedel indirimi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı E.. Ç.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacılar, davalı tarafından yapılan inşaattan taşınmaz satın aldıklarını, dairenin kendilerine eksik ve ayıplı şekilde teslim edildiğini ileri sürerek eksikliklerin giderilmesi için davacılar tarafından yapılan sair masrafların tespit edilerek davalıdan tahsili ile ayıplı ve eksik iş nedeni ile dairedeki değer kaybının tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı birleşen davanın davacısı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 27.5.2013 tarihli bozma ilamında asıl ve birleşen dava için ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiş; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl ve birleşen dava yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, eksik ve ayıplı işler nedeniyle değer kaybının tahsili ve eksik ve ayıplı işlerin giderilmesi için tespit edilen masrafların davalıdan tahsili amacı ile miktar belirtmeksizin eldeki davayı açmış, taraflar arasındaki ihtilafın belli olmadığı gerekçesi ile taraflara süre verilmesi üzerine ise davacılar vekili tarafından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL tazminat bedeli istendiği açıklanmıştır. Mahkemece 6100 Sayılı Yasa’nın 107 .maddesine göre ancak alacağın miktarının tam olarak tespit edilememesi veya bunun imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı Yasa’nın 107 . maddesinde “ davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek sureti ile belirsiz alacak davası açabilir…”düzenlemesi mevcuttur. Anılan maddenin gerekçesinde belirtildiği gibi zararın baştan belirlenemediği ancak bir incelemeden sonra tam olarak tespiti mümkün olan tazminat taleplerinde belirsiz alacak davası açılabileceğinin düzenlendiği, hak arama özgürlüğünün gerçekleşmesi ve usul ekonomisine aykırı durumların önüne geçmek için bu müessesenin getirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olaya baktığımızda davacının istemleri arasında eksik ve ayıplı işler nedeni ile değer kaybının tahsili de olduğuna ve bu hususun ancak yargılama neticesinde ortaya çıkabileceğini anlaşılmış olmasına göre davacı belirsiz alacak davası açabilir. O halde mahkemece davacının belirsiz alacak davası açabileceğinin kabulü ile tarafların delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.