Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/46335 E. 2015/36798 K. 15.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/46335
KARAR NO : 2015/36798
KARAR TARİHİ : 15.12.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat … ile davalı vekili avukat …’un gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalını…i Euro hesabına muhtelif tarihlerde toplam 76.350 Euro borç para gönderdiğini, davalının borcunu ödememesi üzerine alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlattığını, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini ileri sürerek davalının icra takibine vaki itirazının iptaline ve % 40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, gönderilen paraların borç olarak gönderilmediğini, aksine davacının kendisinden almış olduğu borçlarını ödediğini savunarak, davanın reddini dilemiş ve % 40’tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, havalelerin davalıya borç olarak gönderildiği ispatlanamadığından, davanın reddine ve asıl alacağın %40’ı oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-… 67/2 maddesinde takibin haksız ve kötü niyetli olması halinde alacaklı aleyhine tazminata hükmedileceği hükme bağlanmıştır. Anılan kanun hükmü uyarınca davacı-alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için davacı tarafından yapılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra, takibin kötü niyetle yapılması da şarttır. Eldeki davada davacının kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının kötü niyetinden söz edilemez ve onun aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemez. Mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmakla bozmayı gerektirir. Ancak bu yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması HUMK.’nun 438/7. maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın hüküm bölümünün 2. bendinde yer alan “Davacı tarafın takibe geçmekte haksız ve kötüniyetli olduğu kanaatine varıldığından, ….’nun 67. maddesinin 2. fıkrasına göre takdiren %40 itibariyle 66.626,06TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” cümlesinin hükümden çıkartılarak yerine ”Şartları oluşmadığından davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına” sözlerinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, 15/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.