Yargıtay Kararı 13. Hukuk Dairesi 2014/46333 E. 2015/37090 K. 17.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 13. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/46333
KARAR NO : 2015/37090
KARAR TARİHİ : 17.12.2015

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde Temyiz eden davalı … A.Ş. vekili avukat … geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalılar tarafından… 383 ada, 2 parselde … projesi kapsamında inşa edilen …0 numaralı bağımsız bölümü 05/02/2008 tarihli sözleşme ile 134.288 Amerikan dolarına satın aldığını,konutun 07/09/2012 tarihinde teslim edildiğini, bağımsız bölüm ve ortak alanlarda ayıp ve eksiklikler bulunduğunu,davalıların sözleşme hükümleri gereğince üzerlerine düşen edimleri yerine getirmediklerini, 15/09/2012 tarihinde davalılara ayıp ihtarı gönderdiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla konutta oluşan değer kaybı için şimdilik 10.000,00-TL’nin konut bedelinin ödendiği tarihten itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş; 06/03/2014 havale tarihli dilekçesi ile talebini 59.526,00 TL olarak ıslah etmiştir.
…. vekili cevap dilekçesinde; adi ortaklıktan çıktığını, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, bağımsız bölümün sözleşme, ekleri ve projeye uygun şekilde tamamlanarak teslim edildiğini, bu nedenle davacının ayıp iddiasının yersiz ve mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
… vekili cevap dilekçesinde; davacının iddia ettiği ayıpların yersiz olduğunu, davacının konut teslim belgesinde sözleşmenin tamamen ifa edildiğini kabul ettiğini, davacının teslimden sonra teslim tutanağında belirtilmeyen durumlara itiraz etmesinin hukuken mümkün olmadığını, inşaatta birinci sınıf malzemeler kullanıldığını, ortak alanlara ilişkin bir taahhüdünün bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın ıslah talebi doğrultusunda kabulü ile 10.000-TL’nin dava tarihinden, 49.526-TL’nin ıslah tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş;hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda taahhüt edilen ancak yapılmayan yada tamamlanmayan sosyal tesisler ve ortak alanlar nedeniyle bağımsız bölümde meydana gelen değer kaybını da talep etmiştir. “…” adlı proje kapsamında yapılacak konut ve işyeri satışına ilişkin internet ilanlarında, reklam ve tanıtım broşürlerinde 400.000 m2 arazi üzerinde inşa edileceği, 5 etaptan oluştuğu, 5.500 konut yapılacağı, içinde …, tam donanımlı hastane, anaokulu, ilköğrerim okulu, lise, …l, 350.000 m2 peyzaj alanı, festivalpark gibi donatıların yapılacağının vaad edildiği ne var ki taahhüt edilen bu hususlardan bir çoğunun dava ve keşif tarihi itibariyle yerine getirilmediği ya da tamamlanmadığı dosya kapsamı itibariyle sabittir. Söz konusu sosyal tesislerin ve ortak alanların yapılmamış olması, alıcının satın alma kararını etkileyen, taşınmazın değerini azaltan bir husustur. Ancak gerek keşiften sonra ve gerekse temyiz aşamasında sosyal donatı alanlarındaki eksikliklerin tamamlandığı yönünde dosyaya belge ve resimlerin sunulduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, sosyal tesislerin davalılar tarafından yapılarak ve eksiklikleri giderilerek projenin tamamlanması halinde bu yönden dava konusuz kalacağından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, halen sosyal tesislerden yapımına devam edilenler var ise, davacının bu tesislerden yararlanamamasından doğan somut zararının olup olmadığının tespiti ile bu zarara hükmedilmesi, yapılmayan ve bundan sonrada yapılmayacağı kesinleşen sosyal tesisler var ise, bunlardan dolayı davacının uğradığı zararın nisbi metoda göre hesaplanarak hüküm kurulması gerekir.Bu durumda mahkemece, açıklanan hususların tespiti yönünde mahallinde gerekirse uzman bilirkişi heyeti marifetiyle yeniden keşif yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve yazılı gerekçe ile ortak alanlar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince kararın temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, peşin alınan 1.016,55 TL peşin harcın istek halinde davalılara ayrı ayrı iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.